Bu yazı Alevilerin Sesi dergisinin 282. sayısında yayınlanmıştır.
Adettendir, her yeni yılın başında geçen yılın muhasebesi yapılır ve gelecek yıla dair dilek ve temenniler dillendirilir.
Biz de bu sayımızda geleneğe uygun davranarak kurum başkanlarımızla birlikte, giden ve gelen yılın değerlendirmesini yaptık. Karşımıza Türkiye açısından kara bir tablo çıkarken Avrupa’da da kaygı veren gelişmelerin olduğunu gördük.
2023 yılı maalesef demokrasi, insan hakları, özgürlükler ve eşit yurttaşlık ekseninde bir araya gelmeye çalışanların, toplumsal dayanışma ağını güçlendirmek için adeta çırpınanların kazançlı çıktığı bir sene olmadı. Türkiye’deki baskı ortamı daha yoğunken, Avrupa’da ırkçılık tavan yapmışken yeni yılda da koşullarımızın çok daha zorlu olacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Tam da bu ve benzeri nedenlerden dolayı, özgür gazeteciliğe duyulan ihtiyacın da bir o kadar arttığını biliyoruz.
Bundan dolayı, Alevilerin sesi olmak için 1994 yılında yayın hayatına başlayan Alevilerin Sesi dergisinin 30. yaşına giriyor olmasını çok önemli ve değerli buluyoruz.
30. yaşımızda modern bir yüzle, yeni bir logo, daha kaliteli kağıt, zengin içerik ve en önemlisi dijital platformlarda da yenilenmiş olarak okurlarımızın karşısına çıkıyoruz. Dijital platformlarımızın açıldığı ilk on beş günde 200 bin kişi tarafından ziyaret edilmiş olması bizleri çok sevindirdiği gibi, sorumluluklarımızı da artırdı. İlginize aşk ola.
Dostlarımıza, okuyucularımıza ve takipçilerimize sürprizlerimiz olacak. 30. yaşımızı söyleşilerin, müzikal dinletilerin, sergilerin de yer alacağı etkinliklerle hep birlikte kutlayacağız. Kazandığımız yeni deneyimlerle kendimizi yenileyerek YOL’a devam edeceğiz. İnsanı ve doğayı merkezine koyan Alevi öğretisinin ve kurumlarının; toplum olmak, ortak değerleri, ortak üzüntüleri, ortak sevinçleri paylaşmak, “yârin yanağından gayrı her şeyde, her yerde hep beraber” diyebilmek olduğunu, hep barışı savunduğumuzu, bıkmadan usanmadan Alevilerin Sesi dergisinde yazacağız.
Barbarlığı lanetlerken, bazen Eyfel Kulesi’nin altında yanan mum, bazen Brüksel Avrupa Parlamentosunda diplomat, bazen de alanlarda haykıran olacağız. Mücadelemiz, daha yaşanılabilir bir dünya için olacak. Hep beraber kardeşçe, bu topraklarda eşitlik ve eşit paylaşım isteğimizi dillendirmeye devam edeceğiz.
2024 yılında da, örgütlü bir toplum olan biz Aleviler; demokratik-laik bir sistemde, amasız-fakatsız eşit vatandaşlar olarak yaşamak istediğimizi yüksek telden dillendirecek ve bunun kavgasını vereceğiz. Hep birlikte umutları çoğaltıp, bu uğurda mücadele eden umudun ve cesaretin temsilcileriyle YOL yürüyeceğiz. “Öl ikrar verme, öl ikrarından dönme” diyen Pir Sultan’ın yolundan yürümeye devam edeceğiz.
Yeni yılın her şeyin en güzelini gezegenimize yaşatması dileğiyle, sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir yıl olmasını diliyorum. 2024 yılında tüm hayallerimiz gerçekleşsin.
Aşk olsun…
