Bu yazı Alevilerin Sesi dergisinin 287. sayısında yayınlanmıştır.
Resmi tarih yazıcıları ve anlatıcılarının kurgusal Madımak gerçekliklerine karşı bir meydan okuma;
Madem ki, tarih yaşanılan gerçeklikti o halde o tarihin daha iyi anlaşılması için görev ve sorumluluk almak gerekirdi.
Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu’nun “Madımak Katliamı Hafıza Merkezi” projesi “hiçbir şey karanlıkta kalmasın, hiçbir şey unutulmasın diye” hazırlandığında, uygulanacak yöntemlerden biri sözlü tarih görüşmeleriydi.
Çünkü yakın dönemin toplumsal ve siyasal seyrini değiştiren Madımak katliamıyla ilgili müphemliklerin giderilmesi, karanlık noktaların açığa çıkarılması, yaratılan kişisel ve toplumsal travmanın farkına varılabilmesi, o günü yaşayanların tanıklıklarını aktarması ile mümkündü.
Unutturulmaya, silikleştirilmeye çalışılan katliamın nedenlerini, yaşanılan o büyük acıyı anlamamızı sağlayacak olan şey, sadece polis telsizleri değil, hayat hikayeleriydi.
Bu çerçevede, proje kapsamında, o güne kadar hiç dinlenilmeyen tanıklıklar kayda geçirilirken, antropolojiden sosyal psikolojiye, hukuktan ilahiyat alanına kadar farklı sosyal disiplinlerin ürettiği bilgi ve bakış açıları da akademisyen, gazeteci ve yazar analizleriyle projeye dahil edildi.
Sözlü tarih ve röportaj tekniği ile toplam 130 görüşme gerçekleştirildi. Sözkonusu kayıtlardan elde edilen tüm bilgi ve belgeler, web belgesel, sanal müze, dijital kütüphane ve sinema belgeselinin hazırlanmasında temel kaynak olarak kullanıldı. Yani, Madımak Hafıza Merkezi, sözlü tarih kayıtları üzerinden temellendi.
Dolayısıyla, Madımak katliamında yakınlarını kaybedenler başta olmak üzere 2 Temmuz’a tanıklık eden farklı kesim ve çevrelerin aktardıkları bilgiler, resmi tarih yazıcıları ve anlatıcılarının kurgusal Madımak gerçekliklerine karşı bir meydan okuma da sayılabilir.
Madımak Katliamı Hafıza Merkezi projesi ve projenin temel ayağını oluşturan sözlü tarih görüşmeleri, tarihin her dönemde ihmal ve mağdur ettiği Alevilerin, tarihin öznesi olması anlamına da gelmesi bakımından kıymetli…
Bütün çaba, her canlının fani olduğu bu dünyada üzerinde oynanamayacak, egemenler tarafından tahrif edilemeyecek bakilikte kalan bir hakikatimizin olması içindi.