Kerbela’dan beri yüreklerimizin derinliklerinde bir yara bazen gizliden, bazen açıktan kanayıp durur ve bir türlü kabuk bağlamak bilmez. Hakkı insanda gördüğümüz ve ”yok edin insanın insana kulluğunu” dediğimiz için, önce Şeyhülislam denen zebanilerin ”katli vaciptir” fetvalarına, daha sonra ise kardeşkanıyla abdest alan Osman oğullarının gazabına uğradık.
Hasan Subaşı
Kerbela türü can kırımlarında zalimce katledilen masum insanlara gözyaşı döktüğümüz, sömürünün ve zulmün olmadığı bir düzen istediğimiz için; nice katliamlara reva görüldük, nice canlarımızı bu uğurda kaybettik. Anadolu’nun her karış toprağı dökülen kanlarımızla sulandı.
Osmanlı yıkılıp yerine Cumhuriyet kurulduğunda, yalancı gülüşlere aldanarak zalimin zulmünden kurtulduğumuzu zannettik. Kurtulmadığımızı bize tez elden gösterdiler zalimler. Koçgiri’de Yavuz Selim olup karşımıza çıktılar. Ardından Aleviliği yasaklayarak inanç kurumlarımızın kapısına kilit vurdular. 1937 – 38’de Dersim’i Kerbela’ya çevirerek onbinlerce canımızı katledip, kutsal inanç yerlerimizi yakıp yıktılar. Seyitlerimiz idam edip, canlarımızı zorla yerinden yurdundan kopararak sürgüne gönderdiler.
Maraş katliamıyla, bu kanlı katliamlar zincirine yeni bir halka daha eklediler! Maraş’tan sonrada, bu zincire yeni halkalar eklendi. Katliamlar; Çorum, Sivas ve Gazi can kırımlarıyla devam etti. Bunlara 1980 öncesi Malatya’da ve Sivas’ın Ali Baba Mahallesi’nde yapılan katliamları da eklemeliyiz.
Maraş’ta Bizi Kim Katletti?
Devleti bilinci bulanık olanlar ve o dönemki politik ortamı doğru okuyamayanlar, bu soruya doğal olarak faşist MHP katletti cevabını vereceklerdir. Katliamdan sorumlu olan güçlerin içinde, öne çıkan ve görülen gücün bu faşist çete olduğu doğrudur. Peki, faşist MHP’nin arkasından kimler vardı? Emperyalist güçler ve devlet vardı. MHP, bunların adına katliamın tetikçisi olmuştur. Katliamı planlayanlar bunlardır. MHP, devletin sivil vurucu gücü olarak bu planı uygulamıştır. Maraş Katliamı’nın nedenlerinden birisi, Askeri Faşist Cunta’yı işbaşına getirmeye zemin hazırlamaktı. Devleti yönetenlerin bazıları bunu artık açıkça söylüyorlar ve kabul ediyorlar. Emperyalist güçlerde darbe yapılmasını istiyorlardı. Maraş katliamı, emperyalist güçlerin onay ve desteğiyle devletin, MHP’nin ve şeriatçıların birlikte yaptıkları bir katliamdır!
Katliam Saldırısı Bir Yalanla Başladı!
Katliam yapmak için aylar önceden değişik şehirlerden Maraş’a getirilen faşistler, ” Güneş Ne Zaman Doğacak” adlı faşist içerikli filmin gösterildiği sinemaya kendileri bomba attılar.Halka ise, sinemanın Aleviler ve devrimciler tarafından bombalandığı yalanını söylediler. Bu yalanla halkı sokaklara döküp katliam saldırısını başlattılar. 19 Aralık’ta başlayan saldırı, 24 Aralık’a kadar devam etti. İçlerinde iki devrimci öğretmeninde olduğu yüzün üzerinde canımızı şehit edildi. Yüzlerce canımız yaralandı, evler ve iş yerleri yakılıp yıkıldı. Alevilere ve devrimcilere yönelik yapılan bu katliamda ufacık çocuklarımız ve yaşlı insanlarımız bile katledildi.
Katliamların baş sorumlularını koruyan ve ödüllendiren bir devletle karşı karşıyayız!
Alevilere yönelik yapılan katliamlarda ismi öne çıkan fasitler devlet tarafından korunmakta ve terfi ettirilmektedir. Örneğin, Maraş katliamında ismi öne çıkan faşist Ökkeş Kenger ( Şendiller oldu) ve Esat Bütün, Sivas katliamında ismi öne çıkan Temel Karamollaoğlu, Gazi katliamında ismi öne çıkan Necdet Menzir gibi kamuoyunun bildiği kişiler milletvekili olabilmişlerdir. Bu durum devletin katliamcıları koruma ve ödüllendirme anlayışının ürünüdür!
Örgütsüz Olduğumuz İçin Bu Katliam Yapıldı!
Örgütsüz bir toplum kendisini katliamcılara karşı koruyamaz! Eğer örgütlü olsaydık, katliamcılar bize bu kadar rahatça saldıramazlardı. Saldırdıklarından istedikleri sonucu alamazlardı. Yeni Maraşlarda katledilmemek için, Alevilik zemininde örgütlenelim! Alevi kurumlarımıza ve cemevlerimize üye olalım! Örgütlü birliğimiz daha da güçlendirerek bizi katletmek isteyen zalimlerin önüne aşılmaz barikatlar kuralım!