Cuma, Nisan 26, 2024

Haziran İsyanı’nın talepleri bugün de geçerli…

Date:

Ülkenin dört bir yanında milyonlarca yurttaşın eşitlik, özgürlük ve adalet talebiyle sokaklara çıktığı Haziran İsyanı, 8 yaşında.

Hasan Çalımlı – Hollanda

Taksim Gezi Parkı’nda başlayan ve tüm ülkeye yayılan Haziran İsyanı ne bitti ne sönümlendi ne de anlamını yitirdi. Tekrarlanamaz olduğu gibi paha biçilmez sonuçlar ve deneyimler üreten büyük bir buluşmaydı. AKP’nin tüm kurgusunu yerle bir eden, içeride ve dışarıda façasını bozan toplumsal muhalefetin en görkemli çıkışının 8. yılı AKP’nin hedefinde kurmak istediği düzene engel olarak gördüğü aydın demokrat ve tüm ilerici muhalefet vardı. Adeta nefes aldırmıyordu. Kadınlar ve gençler her gün hakarete maruz kalıyor, kazanılmış ne kadar hak varsa tehdit ediliyordu. Ülkenin her karış toprağına yağmacı zihniyetle yaklaşan iktidar, grev yasaklarıyla da ününe ün katıyordu. Sermayeye mutlak bir özgürlük alanı açılmıştı İslam devleti olma yolunda emin adımlarla ilerliyordu.
İşte Haziran İsyanı tüm bu sahte demokrasi oyununu bozdu. Her bir eylem, gerçeği saklayan perdenin yırtılmasını sağladı. İçeride iktidar sallanırken dışarıda Erdoğan’ın Türkiye halklarının mutlak desteğini alan bir lider olmadığının görülmesi sağlandı.

Bir Daha Dikiş Tutmadı

Erdoğan aradan sekiz yıl geçmesine rağmen her sıkıştığında mutlaka işi Haziran İsyanına getirir. Bu kadar dertlenmesinde, öfkelenmesinde de haklıdır. Çünkü 2013 Haziran’ı onun için aşağıya doğru inişin başlangıcıdır. İlk kez yenildi ve bir daha tam olarak toparlanamadı. Sonrası bildiğiniz bir sürü gelişme yaşandı. Ülkeyi yönetemeyince çareyi sistemi değiştirmekte bulan iktidar bloku 31 Mart yerel seçimlerine kadar sandıktan önde çıksa bile bugüne zayıflayarak geldi. Deva, Gelecek ve İyi Parti o gövdeden kopan ve her geçen gün biraz daha büyüyen parçalar oldu.

Haziran Hala Güncel

Haziran İsyanı’nın talepleri bugün de geçerliliğini muhafaza ediyor. Eşitlik, özgürlük, adalet talebi etrafında şekillenen ve de böyle bir dünyanın önünde tehdit olarak gördüğü AKP’ye karşı direnişin adıdır Haziran İsyanı. Tüm zerresine kadar yaşıyor ve günceldir.

Tüm baskılara karşı sadece 8 Mart’ta değil her türlü şiddete ve müdahaleye karşı kadınların isyanında güncel. Boğaziçi’nde akademinin direnişinde güncel, İkizdere’de, Ergene’de verilen doğa ve yaşam mücadelesinde güncel. Üstelik sadece itiraz ettikleriyle değil kurdukları dünya ve meşru militan eylem hattıyla da güncel. Gezi toplumsal yaşamdan, taleplerine, örgütlenme anlayışına kadar önümüzdeki on yıllara damga vuracak bir deneyim bıraktı geriye. AKP tel tel dökülüp çözülürken Haziran İsyanı’nın bu sürece katkısı unutulmayacak. Unutulmayacak diğer bir şey var ki o da Haziran İsyanında kaybettiğimiz arkadaşlarımız. Ali İsmail, Abdullah, Ahmet, Berkin, Mehmet, Ethem, Medeni, Hasan Ferit. Milyonların eylemi olan Gezi direnişinde ölümsüzleştiler. Onları saygı ve sevgiyle anıyoruz.

*31 Mayıs 2013, nehirlerden akan kitlelerin Taksim Meydanı’nı kuşattığı gecedir.

*31 Mayıs “Gezi Parkı bizimdir, rant uğruna talan edilemez” diyen on binlerin gaz bombalarını, plastik mermileri aşarak Taksim’e girdikleri gündür.

*Gezi, Taksim’den İkizdere’ye kepçelerin vurduğu, dozerlerin söktüğü ağaçların isyanıdır.

*Gezi, gençliğin özgürlük çığlığı, motorların maviliklere sürüleceği hülyadır. Gezi, diplomalı işsizlerin, umudu yurt dışına taşımak istemeyen gençlerin sesidir.

*Gezi laik, demokratik ve bağımsız bir Türkiye haykırışıdır.

*Gezi, Soma’dan Ermenek’e iş cinayetlerine “dur” demenin feryadıdır. Gündüzlerinde işsiz, gecelerinde aç yatılmayan bir Türkiye çağrısıdır. Gezi, salgında emekçilerin kırılmadığı bir memleket şarkısıdır.

*Gezi, faili meçhul cinayetlerden, gözaltında kaybedenlerden, mafya-çete düzeninden hesap sormaktır. Gezi, Cumartesi Annelerinin gözyaşıdır. Gezi, gerçeklerin aydınlanması, Kürt sorununda demokratik çözümün anahtarıdır. Gezi, Türk ile Kürt’ün, Alevi ile Sünni’nin el ele verdikleri ortak hak arayışıdır. Gezi, halkların kardeşliğidir.

Köklerimiz Nurhak, yapraklarımız Gezi’dir

1968 fırtınasının öne attığı devrimci gençler, 31 Mayıs 1971’de Maraş’ın Nurhak köyünde ölümsüzlüğe yürüdüler. Ülkenin boynuna vurulan prangaları söküp atmak için hayatlarını feda ettiler. Hem de bir an olsun göz kırpmadan.

Onların yüreği sadece Türkiye halkı için değil, Filistin’den Küba’ya dünya halkları için de atan enternasyonal birer cevherdi. Onların devrimciliği, emperyalizm her nerede baş göstermişse orada karşısına dikilmekti. Amerikan 6. Filosu Dolmabahçe’ye demirlerken ona secdeye duranları, tarih “iş birlikçiler” diye yazdı. Denizler ve Nurhak’ta güneşi içenler ise “6. Filoyu denize dökenler” olarak anılıyor.

Filistin halkının üzerine günlerce bomba yağarken AKP Hükümeti İsrail’e yaptırım kararı alamadı, alamıyor. Siyasi, askeri, ticari, diplomatik bütün anlaşmaların altında hâlâ ıslak imzaları var! Bu ülkenin devrimcileri, sosyalistleri, işçi ve emekçileri ise mazlum Filistin halkının yanında yer almaya devam ediyorlar. Devrimci gençlerin ellerinde yükselen Filistin bayrakları Kadir’e, Sinan’a, Alparslan’a gülümseyerek selam duruyor.

Paylaş

spot_img

İlginizi çekebilir

Bunlara baktınız mı?
Benzer Başlıklar

Selma Orundaş: Eşikteki ile Döşektekinin Kudreti

Bu yazı Alevilerin Sesi dergisinin 285. sayısında yayınlanmıştır. “Yol cümleden...

Madımak Katliamı Hafıza Merkezi Belgesel Filmi

BİLGİLENDİRME Sevgili Canlar, Madımak Katliamı Hafıza Merkezi Belgesel Filmi 2 Temmuz'da...

Özge Göncü: İyi Olmamızın Mücadele İle Ne Alakası Var?

Bu yazı Alevilerin Sesi dergisinin 285. sayısında yayınlanmıştır. Çetin mücadele...

Zeliha Korkmaz: 2024 Perspektifi Kadınlar İçin Mümkün Mü?

Bu yazı Alevilerin Sesi dergisinin 285. sayısında yayınlanmıştır. Geride bıraktığımız...

Alevilerin Sesi dergisine abone olmak ister misiniz?