Cumartesi, Temmuz 27, 2024

Cafer Kaplan Dede: Gerçeğin Dilinden Madımak Katliamı

Date:

Dostun zülüfleri bölük bölüktür
Benim ciğerciğim delik deliktir
Muhabbetin sonu tez ayrılıktır
Dost beni gönder de var andan ağla

Pir Sultan Abdal

Sivas’ta, Pir Sultan Abdal’ın diyarında otuz bir yıl önce 33 Can’ımızı aramızdan alan katliam daha dün gibi hafızamızda yer alıyor.

Acısı tarif edilemez Madımak’ın bir saniyesini bile unutmak ne mümkün!

İnancımızın bizlere bıraktığı değerleri yaşatmaya giden 33 Can’ımız bir turna misali Sivas ellerine varmıştı. Osmanlı valisi Hınzır Paşa’nın zulmüne boyun eğmeyen Pir Sultan Abdal’ın mirasını deyişler, şiirler, resimler, tiyatrolar eşliğinde anlatmak istemişlerdi.

Geleneksel 4. Pir Sultan Abdal Kültür Etkinlikleri, “Barış ve Kardeşlik” adına düzenlenmişti ama sonunu hepimizin de bildiği gibi devlet erkinin seyirci kaldığı bir katliam ile sonuçlanıp yüreğimizde sönmez bir kor bıraktı.

33 Can’ımız umutla gittikleri Sivas’ta ne yazık ki turna olup Hakk’a yürüdü…

Göstermelik davalarla, zaman aşımına uğratma girişimleriyle Madımak’ı unutturmayı çok istediler ama “Madımak Katliamı” tarihin unutulmuş sayfalarında kalamazdı.

“Ama çok kötü bir şey oldu” deyip yitirdiği Canı için adalet isteyen anamızın sesini duyurmak lazımdı. Memleketine gidip de dönmeyen kardeşinin neden dönmediğini soran Canımızın sorusuna cevap bulmak gerekiyordu.

Üç yıl önce Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu olarak, Madımak Katliamı’nın tüm yanlarıyla araştırılıp gelecek kuşaklara aktarılması için geniş çaplı bir proje başlatıldı. Dijital Kütüphane, Sanal Müze, Belgesel Film (Çok Kötü Bir Şey Oldu), Web Belgeseli (Alaca Karanlıkta 30 Yıl) ve Sözlü Tarih Anlatımı olmak üzere beş ana temel üzerinden bu proje yükseldi.

Kendi açımdan değerlendirecek olursam, ilk günden itibaren içerisinde yer aldığım bu projede duygu dolu birçok anı yaşadım. Madımak’ı adeta bir kez daha yaşadık desem yeridir. Her bir canımızın hikayesini ve olayların gelişimini dinledikçe, okudukça boğazımız düğümlendi, gözümüz yaşardı.

Çalışmalarımızın yoğun olmasına rağmen her şeyi bir kenara bırakıp projenin ilerlemesinde hizmet vermekten bir an bile imtina etmedim. Hedefe ulaşmak için uzun soluklu bir emek ve araştırma gerekiyordu. Yükümüz kadar sorumluluğumuz da ağırdı. Saatlerce süren toplantılar ve değerlendirmelerle projeye yön verildi. Projeye dahil olan tüm Canlar sayesinde bu süreç gayet başarılı bir şekilde ilerledi. Her bir proje bölümü tek tek hayata geçirildi.

Böylece, her daim olduğu gibi tarihle ve gerçeklerle yüzleşmekten kaçan gerici zihniyete çağlara yayılacak bir çalışma ile cevap vermiş olduk. Madımak Katliamı’nın öncesinde ve sonrasında yaşanılan tüm gelişmeleri objektif olarak bilimin ışığında tüm gerçekliğiyle gelecek nesillere teslim ettiğimize inanıyoruz.

Bizler, Kerbela’dan günümüze kadar devam eden bu karanlık zihniyet karşısında Hallac-ı Mansur, Seyyid Nesimi ve Pir Sultan Abdal gibi dik durmaya devam edeceğiz.

Kadılar müftüler fetva yazarsa
İşte kemend, işte boynum asarsa
İşte hançer, işte kellem keserse
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan

Pir Sultan Abdal

Bilinsin ki, Pir Sultan Abdal’ın yolundan giden bizler yakılsak da asılsak da yolumuzdan dönmeyeceğiz. Geçmişi unutmayacağız, unutturmayacağız.

Bu tarihi projenin kararını alan kurumsal yapımıza sundukları katkılardan dolayı, Madımak Katliamı’nda yakınlarını kaybeden Canlarımıza, genel yayın yönetmeninden belgesel yapımcılarına, röportajları yapan emektarlarımızdan diğer tüm teknik çalışanlarımıza yürekten teşekkür ediyorum.

Diğer yandan dışardan hiçbir maddi destek alınmadan kendi Canlarımızın lokmalarıyla projemizin başarıya ulaşmasında; Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonumuza, ülke federasyonlarımıza, cemevlerimizin yöneticilerine, maddi ve manevi katkı sunan tüm Canlarımıza yürekten teşekkür ediyorum.

Bu üç yıllık özverili çalışmamızda uyum içerisinde çalıştığımız komitede Nevin Kamilağaoğlu, Hüseyin Mat Eşit Başkanlarımıza, Alevilerin Sesi genel yayın yönetmeni Erdal Kılıçkaya’ya, İsveç Federasyonumuzun yöneticisi ve aynı zamanda Sivas’ta otelde sağ olarak kurtulan Ali Çağan canlarımıza da ayrıca teşekkür ederim.

Bu projeye emek katan her Canın Hızır yardımcısı olsun.

Paylaş

spot_img

İlginizi çekebilir

Bunlara baktınız mı?
Benzer Başlıklar

Yasemin Eycan: Aleviliğin Doğal ve Masum Yüzü

Bu yazı Alevilerin Sesi dergisinin 287. sayısında yayınlanmıştır. Babamın İzinden:...

Hafızanın Kaydı: Madımak Sözlü Tarih Görüşmeleri

Bu yazı Alevilerin Sesi dergisinin 287. sayısında yayınlanmıştır. Resmi tarih...

Madımak Hafıza Merkezi, Sözlü Tarih Koordinatörü Prof Dr Şükrü Aslan ile yapılan 130 Görüşmeyi Konuştuk – Röportaj Alevilerin Sesi Dergisi

Bu röportaj Alevilerin Sesi dergisinin 287. sayısında yayınlanmıştır Madımak katliamının...

Kelime Ata: “Yangın”dan Kurtarılabilenler…

Bu yazı Alevilerin Sesi dergisinin 287. sayısında yayınlanmıştır. Adı üstünde;...

Alevilerin Sesi dergisine abone olmak ister misiniz?