Perşembe, Mayıs 2, 2024

Hüseyin Mat: Aleviler ve Yeni Operasyon

Date:

Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı

(İhanet ve Asimilasyon Merkezi)

Bu yazı Alevilerin Sesi dergisinin 282. sayısında yayınlanmıştır.

Daha düne kadar Alevi kelimesini kullanmak, Alevi kelimesi altında dernek kurmak yasak iken, şimdi Ankara’nın göbeğinde Alevi kelimesi altında bir başkanlık iktidar eliyle ve devletin de desteğiyle kuruldu.

Yine daha düne kadar Aleviler denildiğinde; zındık, kafir, ana baba tanımaz, gavur, dinsiz, sünnetsiz gibi hakaretler yapılarak toplumdan dışlanırken, şimdi Alevilerin iki yakasına yapışmış ve Allahımız, dinimiz, kitabımız, peygamberimiz bir, biz biriz ve kardeşiz diyorlar.

Şunu hemen ifade edelim ki, tutarsızlık ve samimiyetsizlik diz boyu. Çünkü 2009 ile 2010 tarihleri arasında yapılan “Alevi çalıştaylarında” yayımlanan sonuç bildirgesinde,  Alevilerin tüm talepleri kabul edilmediği gibi çok aşağılık bir tanım yapılarak devletin verdiği kadarıyla “YETİNİN” deniliyordu.

Resmi ideoloji vurarak, kırarak, dökerek, yakarak Alevilerin kökünü kazıyamayacağını anlayınca içeriden vurmaya, “böl, parçala, yönet” taktiğini uygulamaya başladı. Bunu da sözüm ona kendisine Aleviyim diyen satılık ve işbirlikçilerle yani hınzır paşalarla yapmaya çalışıyorlar.

Peki neden taktik değiştirdiler?

Çok açık. Aleviler örgütlendiler. Dernekler, vakıflar, federasyonlar, konfederasyonlar kurdular. En önemlisi kurulan Alevi kurumları bir araya geldiler ve birlikte hareket ediyorlar. Resmi ideoloji ve iktidar hiç beklemediği bir durumla karşı karşıya kaldı. Bu çok rahatsız edici ve ezber bozan bir durumdu. En önemlisi resmi ideolojinin kendi varlığını sürdürmesi konusunda tehlikeli bir gelişmeydi. Bu sebeple çok gecikmeden bu duruma müdahale edilmesi gerekiyordu.

Peki nasıl?

Resmi ideoloji ve iktidar kendi eliyle çakma dernek, vakıf ve federasyonlar kurarak işe başladılar. Amaç Alevi kurumlarını itibarsızlaştırmak, yalnızlaştırmak, altını boşaltmak ve en önemlisi karşı karşıya getirmekti. Aynen “gri dedeler” operasyonunda olduğu gibi. Avrupa Alevi hareketini durdurmak, parçalamak ve bitirmek amacıyla Avrupa’ya gönderdikleri işbirlikçi dedeler ve Avrupa Cem Vakfı koordinatörlüğünü desteklemek gibi… Ama hepsi boşa çıktı. Şu an Avrupa’da ne Cem Vakfı’nın esamesini görebilirsiniz ne de gri dedeleri cemevlerinde.

Ama Osmanlı’da oyun bitmez. Yeni alternatifler yaratarak Alevileri hem teolojik hem de siyasal olarak kuşatmak ve devletin Alevisi yapma konusunda ısrarlarını ve uğraşlarını sürdürmeye devam ediyorlar.

Yeni operasyonun adı:

Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı

Bu kurumun kuruluş amacı Alevilerin sorununu çözmek, dertlerine derman olmak ve anayasal haklarını tanımak için kurulmadı. Aksine Alevileri asimile etmek, devletin Alevisi yapmak ve kökünü, varlığını ortadan kaldırmak için kurulan bir yapıdır.

Dedelere maaş, cemevlerinin tamiri gibi konuları çözmekten başka bir misyonu olmayan bu yapı iyi niyetli değildir.

Aleviler diyalogtan, bir araya gelmekten, sorunlarını karşılıklı konuşmaktan çekinmiyorlar. Bilakis diyaloğu ve görüşmeyi esas alan ve samimi bir çözümden yana hep kapılarını açık tutular ve mücadele ettiler.

Aleviler taleplerini dile getirmek, görünür olmak, çözüm üretebilmek için bir çok defa eylem ve girişimlerde bulundular. Bu kapsamda devlet ve iktidarlarla görüşmek için çaba gösterdiler, mitingler, imza kampanyaları yaptılar, mecliste bir çok defa basın açıklaması gerçekleştirdiler. Taleplerinin yer aldığı dosyaları meclise, cumhurbaşkanlığına, başbakanlığa defalarca sundular. Sonuç koca bir hiç. Çünkü niyet çözmek değil, kendine benzetmek, teslim ve kontrol altına almak.

Şimdi gelelim şu yeni kurulan Başkanlığa;

Kapısına asılan tabelasında yazılı olan isminde “Alevi-Bektaşi- Cemevi” kelimeleri geçiyor. O halde yazılan kelimeleri tanıyor ve kabul ediyorlar mı?

1- Alevilik kendine özgü bir inanç mı?
2- Cemevi bir ibadethane mı?
3- Alevi ana/dedeleri bir inanç önderi mi?

Bu üç soruya ek olarak:

1- Madımak Oteli’nin utanç müzesi olması,
2- Dergahların Alevilere iadesi,
3- Zorunlu din dersleri ve diyanetin kalkması,
4- Alevi katliamlarıyla yüzleşmesi,

Kurulan bu Başkanlık bu basit sorulara ve Alevilerin ortak talebi olan bu konulara cevap vermeli ve açıklama yapmalıdır.

Eğer eğilmeden bükülmeden soruların cevabı evet ise ve Alevilerin hak taleplerini aynen kabul ediyorlarsa kurulan bu kurum ile görüşmeye açık olduğumuzu buradan ilan ediyoruz.

Ama,

Aleviliği tanımayan ve anayasal güvence altına alma konusunda çabası olmayan, cemevlerini bir ibadethane olarak kabul etmeyen ve ana/dedeleri inanç önderi olarak görmeyen bir yapının (devlet kurumunun) amacı başka ne olabilir? Böyle bir yapının içerisinde olmanın asıl amacı nedir? Bu olsa olsa resmi ideolojinin değirmenine su taşımak olur.

Resmi ideolojinin amaçlarını sağlamak ve hedefine ulaşmasına yönelik kullanılan bir yapı olmaktan başka bir misyonu olmayan, ihanet ve asimilasyon merkezi görevini üstlenmekten başka hiçbir işe yaramayan bir devlet kurumuna sahip çıkmak, destek sunmak ve buna alet olmak düşkünlüktür.

Amaç bir arada olan Alevi kurumlarını karşı karşıya getirmek, çözümden yana olan ve olmayan diye ayırmak, çalıştırmak ve bölmeye götürmektir. Böyle bir operasyona kim alet olur, kim işbirliği içerisinde olur, bilsinler ki; Hınzır Paşa’nın sofrasına oturmuşlardır.

Kim Hınzır Paşa’nın sofrasına oturur, haram lokmaya el uzatır, Alevilerin hak mücadelesini karşısına alır, ihanet ve işbirliğine tenezzül eder, bilsinler ki karşılarında bizi bulurlar.

Avrupa Alevi hareketinin bu konuda tutumu ve kararı açıktır ve nettir. Alevi Bektaşi Kültür Cemevi Başkanlığı ile birlikte kim çalışırsa, işbirliği içerisinde olursa bizden değildir.

Gerçeğin demine hü!

Cümle canlara aşk ile…

Hüseyin Mat
Genel Başkan

Paylaş

spot_img

İlginizi çekebilir

Bunlara baktınız mı?
Benzer Başlıklar

Selma Orundaş: Eşikteki ile Döşektekinin Kudreti

Bu yazı Alevilerin Sesi dergisinin 285. sayısında yayınlanmıştır. “Yol cümleden...

Madımak Katliamı Hafıza Merkezi Belgesel Filmi

BİLGİLENDİRME Sevgili Canlar, Madımak Katliamı Hafıza Merkezi Belgesel Filmi 2 Temmuz'da...

Özge Göncü: İyi Olmamızın Mücadele İle Ne Alakası Var?

Bu yazı Alevilerin Sesi dergisinin 285. sayısında yayınlanmıştır. Çetin mücadele...

Zeliha Korkmaz: 2024 Perspektifi Kadınlar İçin Mümkün Mü?

Bu yazı Alevilerin Sesi dergisinin 285. sayısında yayınlanmıştır. Geride bıraktığımız...

Alevilerin Sesi dergisine abone olmak ister misiniz?