Naziler iktidara geldiğinde, Alman Komunistlerin, Romanların, Yahudilerin hayatı karardı. 1 Nisan 1933’te Naziler Yahudilere karşı ulusal çapta ilk planlı eylemi gerçekleştirdi. Yahudi işletmeleri aleyhine boykot düzenledi. Boykot günü, binlerce kapı ve pencereye sarı ve siyaha boyanmış altı köşeli ‘Davut Yıldızı’ veya işareti çizildi.
(Çarpı) işareti: ‘İKS’, ‘EKS’, ‘ÖLÜM’ demektir.
Nazilerinişareti, 100 yıllık Cumhuriyet tarihinde sayısız kere Alevilerin kapısına da kondu. Maraş, Çorum, Erzincan, Malatya, İzmir, Pendik’te binaların duvarına çizildi ve ‘Alevilere Ölüm’ yazıldı.
işareti ile ‘Defolmazsan Ölürsün’ dendi. Bu durum muktedire yetmemiş olacak ki inancı, dili, kültürü, yaşam alanlarını da yok etmeye koyuldu.
Çok açık ki; korkutmak, sindirmek, yaşamı Aleviye zehir etmek içinişareti ile tehtit etmenin sonuçlarını, 100 yıllık Cumhuriyet tarihi boyunca bu ülkenin Alevileri çok acı bedeller ödeyerek yaşadı.
Bu coğrafyanın Alevileriişareti ile gelen katliamları yaşarken, ülkenin Müslümanları, Türkleri, Kürtleri, aydınları, akademisyenleri, sendikaları, medyası, sivil toplum kurumları ne yaptı?
işaretinin, ‘Alevilere Ölüm’ yazısının, ‘Defolmazsan Ölürsün’ mesajının karşısında toplumun diğer katmanları ne tepki gösterdi? Bu kadar ölüm, yıkım, sürgün karşısında Alevinin, ‘öteki’nin derdiyle, acısıyla duygudaşlık kurulabildi mi?işareti ile başlayan Alevinin acısını içinde duyup kendi acısı kılabildi mi? Kendine yapılmasını, kendi başına gelmesini istemediği şeylerin başkasına yapılmasına isyan etti mi? Ve kendi insanlığını sorguladı mı? Vicdanını rahatlatmak için, katliam acısını gidermek için, haksızlığa karşı savaşmak için kendisini siper etti mi?
Vicdan acıma değildir, merhamet hiç değildir. Vicdan ötekini yargılamaz, sadece kendi kendini yargılar. ‘Ama onlar da…’ diye başlayan cümlelerin kurulduğu yerde vicdan susar, çünkü vicdanın ‘ama’sı yoktur.
Bu ülkenin Müslümanlarını, Türklerini, Kürtlerini, aydınlarını, akademisyenlerini, sendikalarını, medyasını, sivil toplum kurumlarını vicdanlı olmaya çağırıyoruz.
İş işten geçmeden bir karar verin!
Komşunuzun kapısınaişareti yani ‘Ölüm’, ‘Defol Alevi’ yazılıyor.
İnsan olmanın en temel özelliği olan aklınıza ve vicdanınıza sorun; Alevinin kapısına konan işareti karşısında, ‘Ne var ki’ veya ‘Oh olsun’ diyerek ayrımcılığa devam edip, bu suça sizler de ortak olacak mısınız?
‘Alevinin iyiliği’ için değil; Aleviler kendi göbeklerini kendileri kesiyor zaten. Bireysel olarak vicdan rahatlatmak için bile değil. Her şeyden önce yarının dünyasında Alevilerin yanında onurunuzla yer almayı hak edebilmek için bir karar verin.
Eşit yurttaşlık taleplerini yüksek telden dile getiren Aleviler karşısında ‘Biz de Eşitlik İstiyoruz’ diyebilme onurunu koruyarak muhatap olma şansına sahip olun.
Bu ülkenin namuslu, haysiyetli, şerefli ve vicdanlı insanları olun.
Bu arada, Aleviler acıma veya merhamet istemiyor. Sadece, ‘Çarpılandık () Ey Halkım, Unutma Bizi’ diyor.
Aşk ile…
Erdal Kılıçkaya
Alevilerin Sesi Dergisi
Genel Yayın Yönetmeni