Pazartesi, Nisan 29, 2024

Ufuk Çakır: 35 Yılın Emeği: AABF

Date:

Bu yazı Alevilerin Sesi dergisinin 285. sayısında yayınlanmıştır.

Karanlık bilmeyiz, Nurumuz vardır.
Gerçeği söyleyen, dilimiz vardır.

Ölmedem önce, ölenlerdeniz.
Hakkı Hakikati, görenlerdeniz.
Düşünce karanlığına ışık saçanlara aşk olsun.

Bizler bugünlere kolay gelmedik. Sorunlarımız çok büyüktü, dertlerimiz çok büyüktü, ama çözümleri o kadar kolay değildi. O büyük sorunları ve zor olan çözümleri hep birlikte aştık, birlikte ürettik, birlikte paylaştık ve bugünlere geldik.

AABF’miz geçmişi ile barışık geleceği gören ve geleceği planlayan, gelecek kaygısı olan bir yapıdır. Bizler, bizi bugünlere getiren, değerlerimizi, eski yöneticilerimizi, ağabeylerimizi, kardeşlerimizi, pirlerimizi, dedelerimizi, analarımızı onure etmek istiyoruz.

Bizler biliyoruz ki, bügükü AABF geçmiş yılların büyük emekleri üzerine kurulmuştur. O emeklerin üzerine katarak daha fazla emek sarf etmeye çalışıyoruz.

Bu vesileyle de geçmişte hizmeti dokunan siz degerli canlarımızı ve kaybettiğimiz bütün canlarımıza da saygı ve sevgi ile buradan yadediyoruz.

AABF olarak mücadelemizi en üst düzeye çıkararak ortak başarılarımızı elde ettik.

Biz bugüne kadar – ele ele, el hakka – düsturu rıza lokmaları ile bugünlere geldik. Bunun kıymetini elbette bilmeliyiz ve biliyoruz.

Daim olan yolumuzdur,  gönül kalır, yol kalmaz.

Yaşadığımız ülkede elde ettiğimiz bütün kazanımlar hepimizin ortak ürünüdür. Haklardan faydalanmakta hepimizindir. Bu hakları bütün cemevlerimizle, bölgelerimizle, tüm bileşenlerimizle sonuna kadar birlikte kullanacağız.

Bugünlerde biz göçmen kökenli insanlar Almanya’nın daha çok gündemindeyiz.

1960 yılında işçi olarak geldiğimiz bu ülkede bugün siyasetinde hayatın her alanında karar alma mekanizmalarının birebir içindeyiz.

O günlere atfen Qlmanca dilindeki en önemli yazarlardan Max Frisch şöyle demişti:

„Bizler işgücü çağırdık, oysa insan geldi…“ Evet çok doğru… İnsan Geldi, Can Geldi… Ve Canlar AABF´yi olusturdu….

Evet, kültürüyle, değerleri ile ve inançlarıyla Aleviler ve Alevilik geldi yeni umut kapısına. Doğduğu yerde yasaklı Aleviler gurbet kapısına geldi.

Amele birlikleriyle başlayan o küçük kıvılcım, bugün tüm Almanya’yı ve Avrupa’yı sardı. Yeniden şekillenen dünyaya çok kültürlü yaşam felsefesine en büyük katkıları yaparak, yaşadığımız ülkenin bir çok değerlerine değer katarak, Aleviler olarak, AABF olarak biz varız dedik. Yarın da var olacağız. …

Verdiğimiz sözlerin en önemlisi 30 yıllık Almanya’da ve genelinde Avrupa’da ki örgütlenmemizin, hatta dünyada ki Alevi örgütlenmesinin en büyük kazanımı olan kamu tüzel kişiliğini elde ettik.

Kamu tüzel kişiliğini elde ederken, bu sanıldığı gibi çokta kolay olmadı.

Ya da sanıldığı gibi, burada belirli bir süreyi doldurduğumuz için, hiç kimse bize bu statüyü teslim etmedi.

Biz öncelikle şunun altını çizmek zorundayız: Kamu tüzel kişiliği statüsü biz inanç kurumu olduğumuz için, Alevi inancını temsil eden bir kurum olduğumuz için, bu hakkı alabildik. Elbette diğer kriterleri de yerine getirmek zorundaydık.

Ve Kamu tüzel kişiliği kurumumuz açısından hayati önem taşımaktadır.

Neden hayati önem taşımaktadır?

30 yılı aşkın bir süredir bu ülkede yaşayan bizlerin bu ülkenin bir parçası olduğumuz gerçeğini artık kabul etmek zorundayız.

Burada yaşıyor isek, Avrupa’da yaşıyor isek, buranın siyasi hayatı, buranın hükümetleri, buranın kültür temsilcileri, buranın sivil toplum kuruluşları, buranın demokratik kuruluşları, burada yaşayan çoğulcu çok renkli halkın da bir anlamda parçası oluyoruz.

Almanya’nın en önemli temsiliyet, siyasi kurumları artık bizleri daha çok ciddiye alıyor ve almak zorunda. Her yerde, her ortamda, biliyorsunuz Cumhurbaşkanlıkta, Başbakanlıkta ve tüm diğer Bakanlıklarda yaptığımız görüşmeler sonrası AABF’nin ilerlediğini hep birlikte yaşıyor ve görüyoruz.

Bizler yaşadığımız ülkenin en önemli inançsal, kültürel,  sosyal sivil toplum kuruluşların başında geliyoruz. Ve yaşadığımız ülkenin uyum konusunda en başarılı toplumlardan birisi biz olduk.

Sizler, bizler, hepbirlikte 35 yıl içerisinde neler yaptık?

Hiçbir kazanım birilerinin lütfu değildi. Hepsini büyük çabalarla elde ettik.

Eğitim çalışmaları: Alevilik dersleri, üniversitelerde Alevilik kürsüleri, bağlama üniversite ana lisans dalı.

Kamu Tüzel kişilik statüsü: NRW, Berlin

Herkes Almanya’da resmi olarak kendi inançsal kimliğini Alevi olarak kaydettirebilir

Hak eşitliği antlaşmaları: Bremen, Hamburg, Rheinland-Pfalz, Schleswig-Holstein ve diğer eyaletlerde süren müracaatlarımız. Dedelerimiz ve Analarımız inançsal erkan için iş yerlerinde özel izin hakkından faydalanabilecek. Resmi Bayram niteliginde özel günlerimiz o eyaletlerde yasalaştı. Almanya parlementosunda hızır lokma paylaşımı, geleneksel hale geldi.

Projeler

„Kültür güçlü kılar“ projemizle artık devletten proje alan değil… tüm kurumlara ve özellikle kurumlarımıza proje veren kurum haline geldik.

Yeni vatanım projesi, nitelikli eleman ve göç, eğitim ve buna ilişkin tüm sorumlulukların ele alınması, Alevi manevi bakım ve sosyal destek hizmeti projesi, demokratik katılım kültürünü geliştirmek, güçlendirmek ve radikalleşme eğilimlerin önüne geçme amacıyla yürütülen önemli projeler.

Sosyal hizmet çalışmaları

Göçmen toplulukları içerisindeki demokrasi anlayışını ele alan bir proje. Fanatizm ve radikallığın güçlendiği dönemde radikal İslamcılık selefizmin içeriklerine kamuya anlatan bir proje.

Bu amaçla toplumumuzun, özellikle son dönemlerde yaşlı üyelerimizin, gençlerimizin, kadınlarımızın, sorunlarına yönelik çok değişik projeler ürettik, hayata geçirdik.

Ama bunları yaparken bir şeye dikkat ettik; bu kazanımlar, bu elde edilen başarıların hepsi birlik beraberlik içerisinde oldu. Doğru yerde, doğru zamanda, doğru karar verme düsturu ile hareket ettik. Toplumumuzun, kurumumuzun çıkarları her şeyin önünde idi. Öyle gözettik, öyle davrandık.

Bizler çok-çok büyük bir aileyiz, dünyadaki bir çok alevi kuruluşları ve toplumu gibi bizler ailenin en büyük katmanlarından birisiyiz.

AABF olarak, İnanç Kurulumuz, Almanya Alevi Gençler Birliğimiz, Üniversiteliler Birliğimiz, Kadınlar Birliğimiz, Kültür Sanat Kurulumuz bileşenlerimiz ile Alevilerin Sesi, Yol tv, Cenaze Kolektifi, üst çatımız Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu ile tüm Avrupa’yı saran Alevi toplumu olarak bu başarıları elde ettik. Çok büyüdük ve artık çok daha profesyonel, çok daha planlı geleceği düşünen, sürdürülebilir etkin, anlayış ve politikalar üretmek zorundayız. Bu büyüklüğümüzü korumak, daha ileriye taşımak zorundayız.

Unutmamak, Unutturmamak, Ölümsüzleştirmek ve Anma Kültürünü Yaşatmak

  • Madımak Hafıza Merkezi
  • Federal Almanya liyakat nişanı

Biliyoruz ki Alevi inancını, Alevi öğretisini ve felsefesini yaşatan, Aleviliğin toplumda eşit hak mücadelesini sürdüren Almanya’da en önemli kurum AABF’dir. AABF’mizin çalışmaları, bununla birlikte kazanımları tüm Avrupa ülkelerine ve özellikle Türkiye’ye doğru da yansımaktadır.

Haliyle bu kurum hepimizin gözbebeğidir.

Uzun soluklu en önde yürüyenler  ve yönetici olarak bu onurlu sorumluluğa üstüneler dolayısıyla değerlerimizdir ve onlarda gözbebeğimizdir.

Değerli AABF ikinci başkanımız Aziz Aslandemir’in Almanya Federal Cumhuriyeti Liyakat Nişanı ile ödüllendirildiğini duyurmaktan büyük bir gurur ve mutluluk duyuyorum.

Hepimiz Aziz başkanımızın uzun yıllar boyunca inançlar arası diyalog ve eğitim alanındaki çalışmalarını yıllardır yakından takip ettik. Alevilik dersleri denildiğinde ilk akla gelen isimdir. Ama sadece AABF’ye değil tüm topluma yaptığı olağanüstü katkılar bunlar. Ve bu emek sadece kendisini değil, aynı zamanda AABF’nin Almanya’daki önemini de vurgulamaktadır. Kendisini yürekten tebrik ediyor ve bizlere bu gururu yaşattığı için başta kendisine ve bu değerleri yaşatan kurumunuzun tüm emektarlarına teşekkür ediyorum.

Paylaş

spot_img

İlginizi çekebilir

Bunlara baktınız mı?
Benzer Başlıklar

Selma Orundaş: Eşikteki ile Döşektekinin Kudreti

Bu yazı Alevilerin Sesi dergisinin 285. sayısında yayınlanmıştır. “Yol cümleden...

Madımak Katliamı Hafıza Merkezi Belgesel Filmi

BİLGİLENDİRME Sevgili Canlar, Madımak Katliamı Hafıza Merkezi Belgesel Filmi 2 Temmuz'da...

Özge Göncü: İyi Olmamızın Mücadele İle Ne Alakası Var?

Bu yazı Alevilerin Sesi dergisinin 285. sayısında yayınlanmıştır. Çetin mücadele...

Zeliha Korkmaz: 2024 Perspektifi Kadınlar İçin Mümkün Mü?

Bu yazı Alevilerin Sesi dergisinin 285. sayısında yayınlanmıştır. Geride bıraktığımız...

Alevilerin Sesi dergisine abone olmak ister misiniz?