Perşembe, Ekim 10, 2024

Kimlikler üzerine Alevice yaklaşım nasıl olmalı?

Date:

Her insan, birden çok, farklı kimliklere sahiptir. Mesela etnik kimlik, inanç kimliği, sınıf kimliği, eğitim kimliği, siyasal kimlik, cinsel kimlik, vb. gibi kimlikler. Demokrasiyi sistem olarak kurup yerleştirememiş geri ülkelerde, toplumun üstyapısı olan Devlet, kendi ayrımcı politikalarını hayata geçirebilmek için, bazı sınıfsal yada toplumsal grupların kimlikleriyle bütünleşerek, diğerlerinden ayrı tutar ve kimlikler arasındaki farklılıkları ve ayrımcılığı sürekli canlı tutmaya çalışır. Kendini dayandırdığı kimlikleri ödüllendirdiği gibi, diğer kimliklere karşı, baskı aracı olarak da kullanır.

Yazar:
Dr. Hüseyin Akpınar
* AABF Eski GYK Üyesi

Devletin ve üstyapının temel uygulaması, ülkede yaratılan artı değerin, oldukça büyük bir bölümüne el koymaktır. Böylece, sınıflar arası farklılaşmayı ve ayrımcılığı korur, hatta geliştirir. Bu tür politikalarını uygulayabilmek için bütünleştiği ya da desteğini aldığı toplumsal kimliklere (guruplara), pozitif ayrımcılık yapar.

Bu iki politika, çalışan sınıfların ve pozitif ayrımcılığın dışında kalan toplumsal kimliklerin (gurupların), aleyhine işler. Bu nedenle, çalışan sınıflar ve dışlanan kimlikler (toplumlar), yapılan haksızlıkların ve dışlamanın farkına vardıkça, eşitlik ve hakkaniyet gibi taleplerde bulunurlar. Bu talepleri doğrultusunda birleşirler, örgütlenirler ve hak alma mücadele sürdürürler.

Hangi sınıf ve toplumsal gurupların, ya da hangi toplumsal kimliklerin, hak arama ya da alma mücadelesinde öne çıkacağı, devletin uyguladığı baskı politikalarına bağlıdır. Hangi kimlikler haksızlığa, baskıya ve zulme uğruyorsa, mücadele bayrakları da oralardan yükselir.

Devlet, çeşitli yöntemlerle, bu mücadeleleri küçük tutmaya ya da bastırmaya çalışır. Baskı politikalarıyla, farklı sınıf ve toplumsal kimliklerin gelişen mücadele dinamiklerinin, bir araya gelmemesi için, ortak bir platformda buluşturmaması için, güçlü bir muhalefet oluşturmamaları içim, elinden geleni yapmaya çalışır. Hatta gelişen bu değişik muhalefet gurupları, birbirlerine karşı kullanarak, hak mücadelesi veren farklı guruplar arasında, düşmanlıklar üretmeye çalışır.

Devlet ve üst tabaka bu tür politikaları, işlerine geldiği için, çıkarlarına yaradığı için ve amaçlarına ancak böyle ulaşabileceklerini düşündükleri için, acımasızca uygularlar.

Bu politikalar altında en çok sömürülen, horlanan, yok sayılan kesimler, işte bu devletin negatif ayrımcılığa tabi tuttuğu kesimlerdir. Hak arama mücadelesine katılan guruplar ise bu toplumların bilinçli ve örgütlü kesimleridir. Gelecek için umut buralarda yeşerir.

Anadolu Alevileri, özelliklede örgütlü Aleviler, var olan bu çeşitli sınıfsal siyasal ve toplumsal guruplara nasıl yaklaşmalı? Hangi bakış açısına sahip olmalı?

Alevi örgütlenmesinin varlığı ve kurumlarının ortaya çıkışı da, Alevilerin bizzat kendilerinin ayrımcılığa maruz kaldıklarından, yok sayıldıklarından, zulme uğradıklarından dolayı, hak arama ve elde etme mücadelesi sonucu olmuştur. Öyleyse Aleviler, haksızlıklara uğrayan ve haklarını almak için mücadele eden, kendi dışındaki diğer bütün sınıfsal ve toplumsal guruplara yönelik, sıcak, yapıcı ve yakınlaştırıcı bir anlayışla bakmalıdır. Bu sadece bir empati kurmak için değil, büyük sorunlara büyük çözümler üretebilmek için gereklidir.

Devletin ayrımcı ve entrikacı politikalarına alet olan ve bu anlamda yaratılan sorunların bir parçası haline gelen, çakma kurum ve guruplara karşı, ilkeli ve eleştirel bir tavır geliştirirken, hak-hukuk mücadelesi veren ve bu anlamda da bulunacak ortak çözümün bir parçası olan sınıf ve guruplara yönelik ise, ortak paydalar keşfedici ve dayanışmacı bir tavır geliştirmelidir.

Alevi kurumları, Alevilerin yaşadığı sorunların, diğer sorun yaşayan toplumlarla birlikte, ortak ve bütünlüklü bir sistem anlayışı içerisinde çözümünden yana tavır geliştirmelidirler. Aleviler kendileri için özel ve ayrıcalıklı bir hak ya da çözüm istemedikleri gibi, böyle özel ve ayrıcalıklı bir hak almak yada çözüm bulmak için mücadele eden guruplara karşı mesafeli davranmalıdır. Bu tür özel ve ayrıcalıklı hak talep eden guruplar provokasyonlara ve entrikalara en iyi yarayan oluşumlardır. Haksızlığa uğrayan bütün toplumların hakları, ortak ana sistem içerisinde, bütünün birer parçaları olarak, karşılıklı güven ve dayanışma içerisinde çözülmeli ki, çözümler kalıcı olsunlar, yaşayabilsinler.

Anadolu Alevi toplumu ve kurumları, kendi içlerine bakarken de, zamanı geçmiş eski bazı anlayışlardan arınarak, çağın ve insanlığın geldiği seviyeye uygun, daha ufku geniş bir şekilde bakmalılar. En başta, Alevi toplumu ve kurumları içerisinde de hala var olan, Kadın’a karşı ayrımcı ve küçümseyici tavırlardan ciddiyetle arınmak gerekiyor. Bu arınmanın yolu, Alevi öğretisindeki Can anlayışının bilince çıkarılmasındadır, dışarılarda aranmamalıdır.

Alevi toplumu ve kurumları, insanların her türlü kimliğine saygı duymalı ve insanların onu dile getirme ihtiyaçlarını da anlayışla karşılamalıdır. Eğer biri ‘Ben Kürt Alevisiyim’ ya da ‘Ben Türk Alevisiyim’, vb. söyleme ihtiyacı duyuyorsa, çekinmeden söylemeli. Kimlikleri bastırmak ya da yasaklamak, Alevi hoşgörüsüne aykırı olduğu gibi, ortak genel çözüm önünde de engel teşkil eder. Hacı Bektaş Veli, Horasan’dan yola çıkıp Anadolu’ya gelirken, Kürdistan’a uğradıklarını ve bir kaç gün Kürtlerin misafiri olduklarını boşuna vurgulamıyor. Elbette bir anlamı var…

Hiç kimse cinsiyet tercihinden dolayı ayrımcılığa ve negatif sıfatlanmalara uğramamalı. Bu konuda yenilenen Alman yasaları örnek alınmalı.

Alevi toplumu ve kurumları, toplumumuzun karşılaştığı ve yaşadığı bütün sorunların, mevcut sistemden kaynaklandığını bilerek, hak arayanların haksız yere suçlandıklarını anlayarak, sorunlara gerçekten çözümler üretebilmek için, mevcut sisteme eleştirel bakan ve ona alternatif daha ileri bir sistem öneren, toplumsal dinamiklerle ortak çalışmalı.

Çünkü özgürlükçü geleceğin yaratıcı dinamikleri işte bu güçlerdir. Mevcut yıkıcı uygulamalara eleştirel bakamayanlar, bunlara aktif karşı çıkarak alternatifler öneremeyen sözde muhalefetler, kendileri de iktidara geldiklerinde şimdikinden daha iyisini nasıl yapacaklar. Geleceğin sistemi ve politikaları dinamik muhalefetin taleplerinden üretilir.

Alevi toplumu ve kurumları yaratılan sorunların değil, mevcut sorunlara üretilecek modern çözümlerin bir parçası olmalıdır.

Aşk ile…

Paylaş

spot_img

İlginizi çekebilir

Bunlara baktınız mı?
Benzer Başlıklar

Şükrü Aslan: Madımak: hafıza, sorular ve ödevler

Geçtiğimiz pazar günü Almanya’nın Köln şehrinde, Madımak Katliamı Hafıza...

Yayın Kurulu Üyemiz, YOLarkadaşımız, Dostumuz Turan Eser Hakk-a Yürüdü

Dergimiz Alevilerin Sesi’nin yayın kurulu üyesi Turan Eser, Hakk-a...

Haldun Açıksözlü: 2 Temmuz 1993’den Bugüne Kalanlar; “Çok Kötü Bir Şey Oldu”

Bu yazı Alevilerin Sesi dergisinin 287. sayısında yayınlanmıştır. Kanayan bir...

Ayşe Gürocak: Tarihe not düşüldü

Bu yazı Alevilerin Sesi dergisinin 287. sayısında yayınlanmıştır. Madımak deyince...

Alevilerin Sesi dergisine abone olmak ister misiniz?