AKP iktidarı, kendi Aleviliğini ve Alevilerini yaratmak için “Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevleri Başkanlığı” adı altında yeni bir “Hınzır Paşa” örgütlenmesi oluşturdu.
“Hınzır Paşa”cılığı kendisine yol edinenlerin görev yaptıkları “Alevi- Bektaşi Kültür ve Cemevleri Başkanlığı” ile görüşenlerin, bu ihanet odağına doğru yelken açanların ve sırada bekleyenlerin sayısı, 2023 yılının sonlarına doğru giderek artmaya başladı.
Demokratik Alevi hareketinin farklı kurumsal yapılar içinde olan bazı Cemevleri’nin 2023 yılının son aylarında, “Alevi- Bektaşi Kültür ve Cemevleri Başkanlığı”nın kapısını çaldıkları bilinmektedir. Benzer bir durum köylerde ki Cemevlerinin içinde, arasında da yaşandı, yaşanıyor.
Bu gidişatın önündeki en güçlü barikatlarımız demokratik Alevi çizgisi temelinde varlık gösteren, yol alan Avrupa ve Türkiye‘deki örgütlü güçlerimizdir!
Bu gerçeği bilen AKP iktidarı, kendisine kapıkulu yaptığı kınalı keklikler ile birlikte oluşturduğu ”Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı” eliyle ve devletin sunduğu, sunacağı “nimetlerin” gücüyle, toplumsal ve inançsal irademizin temsilcisi olan “Avrupa ve Türkiye’deki merkezi demokratik Alevi örgütlerini kuşatmak, bölmek ve güçten düşürerek teslim almak istiyor! Çünkü AKP iktidarı; o iğrenç, kirli amacına ulaşabilmesinin yolunun bunu başarmaktan geçtiğini çok iyi biliyor.
AKP-MHP faşist iktidarı, “Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı” aracılığıyla maaşlı kurum yönetciliğini ve maaşlı dedeliği, Aleviler içerisinde yaygınlaştırarak, parayı düşkünleşmenin ve analığı bitirmenin rüşvet aracı yapıyor.
AKP-MHP iktidarı, Alevi toplumuna dayatılan bu işbirlikçi “Hınzır Paşa” örgütlenmesini kabullenmeyen, eşit haklar mücadelesinde, inanç özgürlüğünde ve laik, demokartik Türkiye mücadelesinde ısrar eden Alevi kurumlarımız “devlet düşmanı marjinal yapılar” olarak ilan ederek, kuşatmak ve hedef göstererek yıldırıp teslim almak istiyor.
Cemevlerini Alevilerin ibadet yeri olarak görmeyen AKP iktidarının, Alevilerin içerisinde maaşlı kurum yöneticiliği ve maaşlı dedelik anlayışını geliştirme ve güçlendirme çabaları, Aleviliğin taşıyıcı damarı olan Analığı bitirmekle sınırlı olan bir stratejik hamle değildir! Bununla birlikte; devletin memuru olan dedeler yaratarak dedelik kurumunu, ocak ve dergahlarımızı darbeleme ve toplumsal, inançsal irademizin temsilcisi olan Avrupa ve Türkiye’deki demokratik Alevi hareketini güçten düşürme yönelimidir!
2024 yılında tüm Alevi kadrolarının, yol ve dava insanlarının önünde duran temel görevlerinden birisi ve en önemlisi: Demokratik Alevi çizgisi ve bağımsız Alevi duruşu temelinde varlık gösteren, yol alan Avrupa ve Türkiye’deki Alevi kurumlarımızın etrafında kenetlenerek, bu kurumlarımızı her açıdan güçlendirmektir!
AKP iktidarının kurduğu “Alevi- Bektaşi Kültür ve Cemevleri Başkanlığı”nı ve yönelimlerini boşa çıkarabilmemiz açısından kurumsal yapılarımızın etrafında kenetlenerek bir adım daha öne çıkmamız; hepimiz için eksiksiz bir şekilde yerine getirmemiz gereken bir yol görevidir!
Önümüzdeki süreçte Alevi kurumlarını, Aleviliği ve Alevi değerlerini “Türkçülük, İslamcılık” devlet, siyaset ve para/sermaye zemininde yeniden yapılandırmak isteyen kesimlerin çıkışları ve yönelimleriyle de karşı karşıya kalacağız. Kapımızın önünde duran bu büyük tehlikeye karşı şimdiden hep birlikte uzlaşmaz ve sonuç alıcı olan bir mücadele yürütmeliyiz!
Devletin Alevilere yönelik politik tutumunu ve yönelimlerini boşa çıkarmak, Aleviliği, Alevi değerlerini, kurumlarımızı korumak ve eşit haklar mücadelemizi sonuca ulaştırmak için her yönüyle güçlü olan Alevi kadroları, dava insanları yetiştirmeliyiz! Çünkü kadrolar, yol ve dava insanları olmadan kuşatmayı yaramayız!
Alevi hareketi yeni bir dönemde yol alırken kendisini hata ve yanlışlardan arındıracak kapsamlı bir eleştiri ve öz eleştiri sürecinden de geçirmelidir!
Fazla zaman kaybetmeden bir an önce Alevi yol okullarını açarak, bu okullarda Alevilik davasını savunmak, Alevilerin değerlerini korumak ve Alevilerin haklarını elde edebilmeleri için, her türlü bedeli ödemeyi göze alarak mücadele edecek olan yol ve dava insanlarından oluşan kadrolar yetiştirilmelidir!
Kuşatmayı ancak yol ve dava insanlarının örgütsel yapısı içinde her geçen gün daha fazla çoğaltacak olan Alevi kurumlarımızın mücadelesiyle yarabiliriz!
Yazımı sonlandırıken bir gerçeğe vurgu yapmak istiyorum. Türkiye ve Avrupa’daki demokratik Alevi kurumları, AKP-MHP faşist blokunun Alevilere karşı başlattığı kuşatmaya karşı dik bir duruş sergileyerek, hepimizin sahiplenebileceği bir mücadele yürüttüler, yürütüyorlar.
Toplumsal mücadele güçlerinin kitlesel mücadele alanlarında daralma yaşadıkları bir süreçte, Alevi hareketinin mücadelesini son dönemlerde yapılan mitinglere bakarak değerlendirmek, bizleri doğru sonucalara ulaştırmayacağı gibi, haksız yaklaşımaların içine sürükler.
Mücadele yürütülürken doğal olarak eksiklikler, yanlışlıklar, yetmezliklerde oldu. Bunlar mücadelenin içinde aşılacak düzeydeki hatlar, yanlışlar ve eksiklikler.
Kendimizi AKP iktidarının karşısında asla geri adım atmayan Alevi kurumlarımızın örgütlü birliğini ve alanlardaki mücadelesini daha da güçlendirmeye kilitleyerek, kuşatmayı yarmak için mücadele edelim!