Cuma, Nisan 26, 2024

AABK İnanç Yol ve Erkan Kurulu Delili Uyandırıldı…

Date:

AABK İnanç Yol ve Erkan Kurulu tüzüğü ile ilgili açıklanan görüşler sonucunda inanç kurulunun oluşturulması ve gelecek olan yönetim kurulunun tüzük konusunda geniş bir çalışma ile konfederasyon genel kuruluna sunması önerisi dede, ana, babaların rızalığıyla kabul edildi. Gündemin onaylanmasından sonra kürsüye gelen AABF inanç kurulu eski başkanı Cafer Kaplan dede AABK İnanç Yol ve Erkan Kurulu oluşması için yapmış olduğu uzun çalışmayı anlattı.

Haber : Metin KaçmazFoto: Dursun Uluca

Açılışta kısa bir konuşma yapan AABK Genel Başkanı Hüseyin Mat; Konfederasyonumuz bünyesinde kadın ve gençlik örgütlememizden sonra uzun süren bir hazırlıktan sonra inanç örgütlenmemizi gerçekleştirmek için bir araya gelmiş bulunmaktayız. İnanç kurulu iç tüzük çalışmamız inançsal çalışmamızın her ihtiyacını karşılayacak şekilde bitmemiştir ama gelecek olan yönetim kurulu tüzüğü son şekliyle bitirip konfederasyonumuz genel kuruluna sunacaktır. İnanç Yol ve Erkan Kurulumuzu oluşturmak için Avrupanın dört bir yanından binlerce kilometre uzaktan gelen siz inanç önderlerimizle bugün Oberhausen cemevimizde kuruluşumuzu gerçekleştirecegiz dedi. Verilen öneriler sonucunda Divan kuruluna AABF NRW İnanç kurulundan Nejla Aslan ana, Fransa ABF Genel Başkanı Hakan Alça ve AABK Denetleme Kurulu Başkanı Özkan Lafatan seçilmişlerdir.

Cafer Kaplan: AABK bünyesinde ortak sesin, inancın hakim olduğu bir anlayışı hakim kılmak zorundayız.

Oberhausen cemevimizin bu güzel salonunda 10 Avrupa ülkesinden gelen dede, analarımızın oluşturmuş olduğu bu güzel resim dışa karşı verilecek çok güzel cevap oldu ama bu günlere gelmek kolay olmadı. Birliğimizi sağlamak için Avrupa’nın her tarafında oluşturulan federasyonlarımızın inanç önderleri, başkanlarıyla bir araya gelerek aramızdaki farklılıkları azami dereceye indirerek bir oluşumu gerçekleştirmek istedik. Bunu yaparken dernekleşmesi gerçekleşmemiş olan Avrupa ülkelerine yardımlarda bulunup, onları teşvik ederek dernekleşmelerini sağladık. Bunlardan birisi de İtalya federasyonumuzdur, iki dernek oluşturdular ve bugün burada temsil ediliyorlar. Son günlerde örgütlenmemize Öze Dönüşçüler, Akademi ve değişik adlarla saldırılar gerçekleştirilmektedir. Bizler yöneticiler, üyeler, inanç önderleri olarak bu saldırılara karşı durmak zorundayız. Karşı duruş sergilemediğimizde aynı Avusturya’da olduğu gibi Alevi İslam adıyla cemevlerimizin tabelaları değiştirilerek Aynı Şia anlayışında olduğu gibi cemevlerimizin adı İmam Ali, İmam Hüseyin olarak değişiyor içerisinde de onların kendi anlayışlarını insanlarımıza empoze ettiği şekle dönüşüyor. Bizler Şah-ı Merdan, Şir-i Yezdan, Aliyar Murtaza ismini verdiğimiz, inancımızda hakla hak olduğumuz isimlerin tabelalara yazılmasını doğru bulmuyoruz.

Bizler kurum içerisinde herkese hizmet eden inanç önderleriyiz. Farklılıklarımızı kendi güzelliğimiz diyerek yöresel farklılıklarımızı savunmalıyız. İşte yaşadığımız bütün bu sıkıntıları aşmamız için AABK bünyesinde ortak sesin, erkanın hakim olduğu bir anlayışı hakim kılmak zorundayız. Geç olsa da birliğimizi sağlamak bütün Avrupa ülkelerini kapsayan ortaklığımızı gerçekleştirerek örgütlülüğümüzü bölmek isteyen anlayışlara karşı ortak duruş sergilemek zorundayız dedi.
Genel kurula katılan Hacı Bektaşi Veli Dergahı Postnişini temsilcisi Sinan Ulusoy yaptığı konuşmayla oluşturulmak istenen Avrupa inanç örgütlenmesini ve genel kurula katılan dede, anaları selamlayarak Veliyettin Ulusoy Efendinin selamlarını getirdiğini söyledi. Daha sonra AABK Genel Başkanı Hüseyin Mat Genel kurulla ilgili düşüncelerini paylaştı.

Hüseyin Mat: AABK bir inanç kurumudur. Aleviler de kendine özgü bir inanç toplumudur.

AABK bir inanç kurumudur, Aleviler de kendine özgü bir inanç toplumudur. AABK aynı zamanda diğer sivil toplum kuruluşları gibi doğaya, çevreye, canlılara ve evrensel değerlere karşı duyarlıdır. Duyarlılığını ve hassasiyetlerini siyasi, sosyal ve kültürel alanlarda yürütülen demokrasi mücadelesinde kendi adına düşen payı ve sorumluluğu yerine getirmeyi onurlu bir görev olarak algılar. Bağımsız çizgisine her koşulda sahip çıkan AABK; hiçbir siyasi güce, gruba, topluma bağlı kalmaksızın kendi ilkeleri ve Aleviliğin evrensel öğretileri doğrultusunda, doğrudan haklıdan ve mazlumdan yana tutum alır. Bu duruşunu Pir Sultan Abdalca, Hacı Bektaşi Velice, Kul Himmetçe, Nesimice, Hallacı Mansur’ca, Hüseyin’ce, Zeynep’çe ve Fatıma Anaca ortaya koyar ve düşüncesini kamuoyuyla paylaşır.


İşte tam bu nedenle AABK; haksızlık kimden gelirse gelsin, zalimlerin karşısında, mazlumların tarafındadır. Çokluk içinde ortak paydalarda tek bir vücut olmaktır. AABK bu bağımsız, demokratik, katılımcı ve çoğulcu örgütsel yapısından asla taviz vermez. Bu bağlamda Alevilerin hak ve yaşam mücadelesinde her Alevi’ye kapısı açıktır. AABK içerisinde Türk, Kürt, Arap, Zaza, Balkan ve daha farklı milliyetlerden, Aleviliği İslam içi- İslam dışı gibi farklı yorumlayanlardan, doğulu batılı, her türlü farklı siyasi tercihi olan canlarımız vardır. Bu farklılıkların hiç biri ayrışmamızı, bir birimizi ötekileştirmemizi, bir birimizi dışlamamızı gerektiren bir sebep veya gerekçe değildir. Yeter ki yapılan eylemler, söylemler, davranışlar, tepkiler AKP/MHP faşist ve gerici unsurların emellerine, politikalarına ve amaçlarına ulaşmalarında hizmet etmesin. Yoksa gerisi bizim için teferruattır. Dünya tarihinde tüm dinler ve inançlar kendi tarihini ve kimliğini farklılıklardan beslenerek şekillendirmiştir. Yani sadece Alevilerde düşünce ve uygulama farkı yoktur. Farklılıklarımızdan doğan görüş ve düşüncelerimiz dünde vardı, bugün de var ve yarın da olacaktır. Ama Aleviliği olmazsa olmazı vardır; bu yolun evrensel öğretileri bizi insan, doğa ve Hak merkezli yolda, dört kapı, kırk makam ile “El ele el Hakka” düsturuyla İnsan-i Kamil olmaya davet eder. İkrar verip yola giren taliplerin, edep erkan içinde, öğretimize ve erkanımızın kurallarına yakışır, ikrarına bağlı “Yol bir Sürek Binbir” şiarıyla sürdürmektir. Varlılığımız devam ettikçe, bu farklılıklarımızda devam edeceği gerçeğini unutmadan ve “bir olan yolumuzun” çoğulcu yapısının düsturu olan “binbir sürekleri” ile yaşamak ve mücadele etmek zorundayız.


Aleviliği tektipleştirmek, bir sürek üzerinden homojenleştirmek ya da Aleviliği bir kalıbın içine koyarak dondurmak ancak Aleviliği gericileştirir, tekçileştirir. Aleviliği öldürür.


AABK, Aleviliği yeniden tarif etmek, yeni bir Alevilik icat etmek ve şekillendirmek gibi bir misyonu ve amacı yoktur. Bizim tek bir görevimiz ve yola hizmet anlayışımız vardır; Aleviliğin otantik yapısının özünü korumakla birlikte, göç, kentleşme ve modernize ile gelen erkanlarımızdaki “değişimlerin”, “dönüşümlerin” zamana uygun hale reformunu sağlamaktır. Yolun özü ve erkanlarımızı koruyarak, çağımızın gerisinde kalmamaya çaba sarf etmek olmalıdır.


Aleviliğin inançsal ritüelleri olan Cem, Hakka yürüme, Nikâh, Musahiplik gibi erkanlarımızı asimilasyoncu saldırı politikalarından korumaktır. Şimdi de gerek içerde, gerekse dışarıda kimi odaklar Alevi kavramının kendisi ve değerleri ile oynamaktadır. Alevi kavramının önüne arkasına “islam”, “şii” ve “caferi”, “devrimci”,”ilerici”, “demokratik”, “Türk”, “Kürt” ve “Arap” gibi ekler koyarak, Aleviliğin içinde var olan tüm sürekleri, değerleri, kimlikleri ve öğretileri ayrıştırmak ve bölmeye hizmet ediyor. Bunların hepsinin hesaplı ve kasıtlı olduğunu düşünüyoruz. Alevilik Aleviliktir, Aleviliği bilen onun içindeki unsurların birini öne çıkarmak suretiyle bölmeye ve asimile etmeye çalışanlara taviz vermez. Aleviliği inançsal, etnik ve coğrafi olarak tek tipleştirme çabalarını engellemek gibi tarihsel görevlerimiz ve sorumluluklarımız vardır. Bir şeyin daha bilinmesinde fayda var: Aleviliği kendi meşreplerine göre uydurmaya çalışan bu odakların bizim nazarımızda toplumsal karşılığında yoktur. Geleneksel Alevi tarihi: direnme, mücadele, dayanışma, hümanist, birlik ve bütünlüğü yaratma ve heterodoks anlayışına sahip bir tarihtir. Bu tarih asla ihaneti, düşkünlüğü, yoldan çıkarmaları kabul etmeyen bir tarihtir.


Alevi mirasının bize bıraktığı değerler ve öğretiler arasında, “Hak Muhammet Ali sevgisi” 12 İmam Kültü, Enel Hak ve Vahdeti Vücut anlayışı, Dört Kapı Kırk Makam ile İnsani Kamil olmaya giden yolu, “Ele ele ele Hakka” düsturuyla “Talip, Rehber, Pir ve Mürşid’in yoldaki yolculuğun yolcuları olduğunu biliyoruz. Kerbela’ların acısı ile tutulan Matem orucunun, dayanışma ve paylaşım için tutulan Hızır orucunu, Kerbela’nın direnci Şah Hüseyin ile Kerbela’nın dili Zeynebi unutmuyoruz. Yedi ulu ozanlarımız gibi, sayıları 300’ü aşan nice aşık, ozan ve zakirin bu yoldaki hizmetini, katkısını ve varlığını sahipleniyoruz. Baba İshakların, Pir Sultan Abdalların direncini, Şeyh Bedrettinlerin paylaşımcılığını, Hünkâr Hacı Bektaş Velilerin gösterdiği ilim ve hümanizm yolundan ayrılmayacağımıza ikrar verdik. Biz bu yolda Pir Ana/Dede, Baba, Çelebi, Talip Mürşit, Ocaklarımız, Dergâhlarımız ile kurduğumuz güçlü sevgi ve gönül bağlarımız ve Alevilik anlayışımız ile buradayız ve görünürdeyiz diyoruz.
Zor bir dönemden, acımasız bir dünya düzeninden geçiyoruz. Aleviler tarihlerini, yaşadıklarını konuşacaklar, muhabbet edecekler. Gerçeklerle buluşarak, geleceklerine sahip çıkacaklar. Ama bu süreci çok iyi yönetmeleri gerekiyor. Aksi takdirde tarihin yaşanmış acılarına bir yenisini daha maalesef eklerler.


Bugün AKP/MHP fasit ve gerici iktidarın acımasız saldırılarıyla karşı karşıyayız. Bugün yapılması gereken ilk görev bu faşizmi geriletmek ve durdurmaktır. Aksi halde sağlıklı bir düşünsel tartışma olanağı ve ortamı sağlamak imkansızdır. Aleviler dağılır, paramparça olurlarsa sadece Aleviler değil, demokrasi mücadelesi veren herkes bundan zarar görür. İşte tam da AKP/MHP faşizminin de istediği budur. Buna fırsat vermemeliyiz. AABF 2020’de tüzük ve program kurultayı yapacak. Güncel sorun ve problemlere cevap arayacak ve geleceğine yeni hedef ve perspektifler ekleyerek karar altına alacak, yoluna devam edecektir.

2019 kuruluşumuzun 30. yılı. Bu nedenle etkinliklerimiz, faaliyetlerimiz bu amaca uygun çalışmalar olacak. Aleviliğe yönelik gerek içte gerekse dışarıdaki hiç bir güç ve odak bizi yolumuzdan çıkartamayacaktır. Gündemimizi asla değiştirmeyecek, planladığımız gibi yolumuza devam edeceğiz. Bu dilek ve arzu ile tüm yönetici ve üye canlarımızda özellikle rica ediyoruz. Sosyal medyayı çirkince kullanan üç beş kişinin yarattığı sanal gündemlere, gerçek gündemlerimizi feda etmeyelim. Bize yakışan yola hizmettir. Sanal ortamda birilerine laf yetiştirmek Alevilik için yola hizmet değildir. Hiç bir toplumsal karşılığı olmayan kişileri ve çevreleri meşrulaştırmaktır.


Sanal ortamda birilerine laf yetiştirmek yerine, Cemevlerimizdeki üyelerimize, henüz derneklere üye olmayan canlarımıza hizmet ve muhabbet yetiştirmeliyiz.


Canlarımızı, dostlarımızı bu amaçla yapılan etkinliklerimize, yolumuza ve Aleviler için verdiğimiz hizmete davet ediyor, güzel çalışmalarda buluşmanın heyecanı ile saygılarımı sunuyorum.


AABK İnanç Yol ve Erkan Kurulunun oluşması ile ilgili AABF İnanç Kurulu Başkanı Müslüm Kaya, 2. Başkan Hasan Ali İçlek, Mehmet Ali Çankaya, Ali Çağan,AABK Gençler Birliği 2. Başkanı İsmail Daşdemir, Hasan Doğan ve bir çok dede ve ana konuşmalar yaptılar.


Konuşmalardan sonra AABK İnanç Yol ve Erkan Kurulu yönetim kurulunun oluşması maddesine geçildi. Yapılan öneride her federasyonumuzun inanç kurulu başkanlarının, Nayme Nayman ve Yadigar Aslan anaların da içerisinde yer alacağı bir yönetimin oluşması delegelerin rızalığıyla kabul edildi. Yönetim Kuruluna seçilenler kendi aralarında yaptıkları görev dağılımı sonucunda yönetim kurulu şu isimlerden oluştu.


AABK İnanç Yol ve Erkan Kurulu
Cafer Kaplan (Almanya) Başkan Nayme Nayman (Almanya) Başkan Yardımcısı Ali Dereli (Britanya) Başkan Yardımcısı Müslüm Kaya (Almanya) Başkan Yardımcısı Haydar Bilgin (Avusturya) Sayman Metin Doğan (Fransa) Sekreter Seyit Erdoğan (İsviçre) Sekreter Yardımcısı Ali Çağan (İsveç) Üye Yadigar Aslan (Britanya) Üye Haydar Buga (Belçika) Üye Piro Kaplan (Hollanda) Üye Halit Şahin (Danimarka) Üye Hasan Ali İçlek (Almanya) Üye Baki Erkonak (İtalya) Üye Bülent Yaşar (Belçika) Üye

AABK İnanç Yol ve Erkan Kuruluna katılanlar:
AABK Genel Başkanı Hüseyin Mat, AABK 2. Başkanı Mehmet Ali Çankaya, Ethem Şahin, Fransa ABF Genel Başkanı Hakan Alça, Haydar Aygören, Ali Çağan, Almanya Alevi Kadınlar Birliği Genel Başkanı Özlam Akgül, Avrupa Alevi Gençler Birliği Başkan Yardımcısı İsmail Daşdemir, Hacı Bektaş Dergahı Postnişini Temsilcisi Sinan Ulusoy, Cafer Kaplan, Müslüm Kaya, Hasan Ali İçlek, Hasan Doğan, Nayme Nayman, Ali Gazi, Haydar Uludağ, Haydar Bilgin, Bülent Yaşar, Erdem Kalkan, Haydar Buğa, Halil Şahin, Sebahattin Baş, Ali Umut, Hikmet Tazerdi, Metin Doğan, Haydar Umut, Nusret Oral, Piro Kaplan, Ali Dereli, Kazım Yıldırım, Yadigar Aslan, Ali Çağan, Eraslan Örgün, Nuran Allak, Seyit Erdoğan, Baki Erkonak

Paylaş

spot_img

İlginizi çekebilir

Bunlara baktınız mı?
Benzer Başlıklar

Selma Orundaş: Eşikteki ile Döşektekinin Kudreti

Bu yazı Alevilerin Sesi dergisinin 285. sayısında yayınlanmıştır. “Yol cümleden...

Madımak Katliamı Hafıza Merkezi Belgesel Filmi

BİLGİLENDİRME Sevgili Canlar, Madımak Katliamı Hafıza Merkezi Belgesel Filmi 2 Temmuz'da...

Özge Göncü: İyi Olmamızın Mücadele İle Ne Alakası Var?

Bu yazı Alevilerin Sesi dergisinin 285. sayısında yayınlanmıştır. Çetin mücadele...

Zeliha Korkmaz: 2024 Perspektifi Kadınlar İçin Mümkün Mü?

Bu yazı Alevilerin Sesi dergisinin 285. sayısında yayınlanmıştır. Geride bıraktığımız...

Alevilerin Sesi dergisine abone olmak ister misiniz?