Çarşamba, Ekim 16, 2024

Şükrü Aslan: Madımak: hafıza, sorular ve ödevler

Date:

Geçtiğimiz pazar günü Almanya’nın Köln şehrinde, Madımak Katliamı Hafıza Merkezi Projesi’nin son bölümü olan Sözlü Tarih arşivi erişime açıldı. Bu programla, AABK (Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu) tarafından, katliamın 30. yıldönümü nedeniyle sürdürülen çerçeve proje tamamlamış oluyordu. Proje kapsamında belgesel, web belgesel, sanal müze ve dijital kütüphane geçtiğimiz aylarda kamuoyuna açılmıştı.

‘Sözlü tarih’ özellikle yakın dönemin siyasal-toplumsal detaylarını anlamak bağlamında çok önemli işlevler üstlenmiş bir bilimsel araştırma disiplinidir. Dünyanın değişik ülkelerinde soykırım ve etnik temizleme politika ve pratiklerinin nasıl yürütüldüğünü büyük ölçüde sözlü tarih çalışmalarından öğrenmekteyiz. Bu özelliğiyle sözlü tarih, resmi tarihe girememiş sahici olguların toplandığı ve aktarıldığı güçlü bir mecradır.

∗∗∗

Madımak da Alevilerin öyküsünün cisimleştiği hafızanın çok önemli bir mekânıdır. Bu öykü 2018’de Fransa, Sarsell’de inşa edilen Alevi Anıtı’nda yazıldığı gibi, “kültüründe şiddeti yasaklayan ama en ağır şiddetin hedefi olmaktan kurtulamayan, bir cana kıymanın büyük günah olduğuna inanan ama on binlerce canını kıyımlarda kaybeden, hiçbir toplumsal kesimi düşman olarak görmediği için silahlı örgütü olmayan ama bazı silahlı örgütler tarafından daimi olarak düşman ilan edilen” bir topluluğun ahvalini anlatır. 1970’li yıllarda Maraş’ta, Çorum’da, Malatya’da ya da biraz daha geriye gidersek 1938’de Dersim’de olan bitenler bu öykünün parçasıdır. Daha geriye gidersek Yavuz Selim’in kimseyi sağ bırakmamak üzere Anadolu’nun ücra bölgelerinde Alevileri arayıp, kırmasıdır. Madımak, bu katliam silsilesinin son örneğiydi. 21. yüzyıla ramak kala, kitle iletişim imkânlarının geliştiği bir zamanda, bütün dünyanın gözleri önünde, canlı yayında, sosyal demokratların hükümet ortağı olduğu ve bazı bakanlıkların bile etkinliklerin partneri olduğu bir dönemde gerçekleşti. Ne ilginç!

Madımak Hafıza Merkez Projesi, üzerinden otuz yıl geçen bu katliamın detaylarına ışık tutan bir çalışma olarak başladığında, ilk önemli adımı “Sözlü Tarih” kısmıydı. Çünkü diğer çıktıların asıl kaynağı, doğrudan-dolaylı tanık anlatıları olacaktı. 2022 yılı ortalarında Kelime Ata, Ozan Çavdar ve Hakan Koçak ile birlikte bu projeye başladığımızda, bu çalışmalar için hepimiz bir ölçüde deneyimliydik. Üstelik bu deneyimlerin büyük kısmı Alevilerle ilgiliydi. Yine de projeyi tamamladığımızda bizim için de ilgi çekici vak’alar ortaya çıktı. Mesela kamu görevlileri genellikle konuşmadı ve isminin geçmesini istemedi. Bir kısmı gözlerimizin önünde oldukları halde ulaşabilmek mümkün olmadı. Bu durum aynı zamanda kamunun da işin içinde olduğuna işaret ediyordu. ‘Herkesin Bildiği Sır’ vak’ası, bu kez sanki Madımak’ta karşımıza çıktı.

∗∗∗

Sözlü tarih anlatıları pek çok konu/olguyu yeniden düşünmemize de vesile oldu. Etkinliklerin Sivas merkezde yapılması, tam da etkinliklerin biraz öncesinde İslamcı çevrelerin hedefi haline getirilen Aziz Nesin’in davet edilmesi, Pir Sultan Abdal heykelinin Sivas’a dikilmesi gibi kaygı yaratan öneriler Pir Sultan Abdal Kültür Derneği yöneticileri içinde de tartışılmıştı. Görünüşe göre ‘iyi bir iklim’ olsa da, devlete dair kötü tecrübeleriyle yüklü Alevilerin ciddi kaygıları ne yazık ki o kaygıyı taşıyanları haklı çıkmıştı.

Projenin sözlü tarih arşivi, bu süreci anlamak açısından da yeni sorulara kapı aralıyor. Mesela etkinliklere yakın ‘Şeytan Ayetlerinin’ Aydınlık Gazetesi tarafından yayımı nasıl gerçekleşti? Yangın sırasında bir itfaiye aracı neden sadece otelin bir odasına merdivenini uzattı ve gitti? Bağlarbaşı’da katliamı kim, niçin, nasıl yaptı? gibi…

Madımak Sözlü Tarih Projesi bu soruların yanı sıra, Alevi kurumlarına yeni siyasal-toplumsal bazı görevleri hatırlatmaya da vesile oldu. Zira bu projenin çıktıları hukuktan eğitime kadar pek çok alanda yeni üretim imkânları sağladığı gibi, geçmişle ciddi bir yüzleşme, geleceği barış idealiyle kurma çabaları için de önemli bir anlama potansiyeli taşıyor. Madımak Katliamı Hafıza Merkezi Projesi, Alevi kurumların bu yeni potansiyel ve imkânı, yeni bir yaklaşımla ele almalarına yönelik davettir aynı zamanda.

Paylaş

spot_img

İlginizi çekebilir

Bunlara baktınız mı?
Benzer Başlıklar

Erdal Kılıçkaya: ‘Memlekete Alevi kurumu lâzımsa, onu da biz açarız’ hinliği!

Bu yazı Alevilerin Sesi dergisinin 288. sayısında yayınlanmıştır. Değerli Alevilerin...

Alevilerin Sesi dergisinin 288. sayısı çıktı!

Alevilerin Sesi Dergisi’nin 288. sayısında yer alan bazı başlıklar...

Yayın Kurulu Üyemiz, YOLarkadaşımız, Dostumuz Turan Eser Hakk-a Yürüdü

Dergimiz Alevilerin Sesi’nin yayın kurulu üyesi Turan Eser, Hakk-a...

Haldun Açıksözlü: 2 Temmuz 1993’den Bugüne Kalanlar; “Çok Kötü Bir Şey Oldu”

Bu yazı Alevilerin Sesi dergisinin 287. sayısında yayınlanmıştır. Kanayan bir...

Alevilerin Sesi dergisine abone olmak ister misiniz?