Pazartesi, Eylül 16, 2024

Cevat Üstün: Madımak Hafıza Merkezi Sözlü Tarih Görüşmesi: Ne Hissettim, Tanıklığı Anlatmak Nasıldı?

Date:

Bu yazı Alevilerin Sesi dergisinin 287. sayısında yayınlanmıştır.

Madımak Hafıza Merkezi’nin internet üzerinden Sanal Müze, Madımak Oteli katliamına tanıklık edenlerin, o katliamdan kurtulanların anlatımlarının her türlü görsel (video, fotoğraf, afiş, gazete vb.) mataryellerin kullanılacağı geniş kapsamlı: gelecek kuşaklara kalacak bir belgesel çekimi için Ankara’da söyleşi yapılacağı tarafıma iletildi. Bende Ankara ve İstanbul’da görüşme yapabilecekleri arkadaşlarımın isimlerini proje koordinatörlerine söyledim.

2 Temmuz 1994 yılından itibaren ülke çapında Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Merkezi ve Şubeleri ile Alevi-Bektaşi Dernekleri Madımak Otelinin Utanç Müzesi olması için Kampanya başlattı. Her Alevi-Bektaşi etkinliği, anma törenleri ve mitinglerde bu istek dile getirilmesine karşın yllarca yetki sahibi muktedirler bu isteğimizi umursamadılar. Hafızlarına yerleşmiş olan Alevi-Bektaşilere karşı ön yargılarının devam ettiğini gösteren bir tutum sergiliyorlar. Bu tutumlarını her yıl pekiştirdikleri yetmiyormuş gibi, her anmaya gidişimizde Madımak Oteli yakılmamış, 33 insanımız katledilmemiş gibi boyanıp, yangının başlatıldığı yere dönerci dükkanı açmışlardı. Uzun süre orada döner satılmasını destekleyen bir zihniyet vardı. Bu görüntü bizi sinirlendiriyor, kırılmamız, yılmamız isteniyordu. Sivas’a gelmeyin deniyordu. Oysa katledilen dostlarımızın, arkadaşlarımızın kimliklerinin il  hanesinde Sivas yazıyordu. Acılarımızı hiçbir yetkili-muktedir anlamadı, anlamak istemedi. Çünkü biz bu ülkenin yüzyıllardır ötekisiydik. Düşünebiliyor musunuz? Yıl 2024 olmuş hala bizi öteki gören, anayasal yurttaşlık hakkımızı görmezden gelen yönetimler sürüyor.

Hiçbir toplu kıyım ile yüzleşmeyenler Alman Hitler Faşizmi sonrasında yapılan anı müzelerini gördükleri, bildikleri hatta Almanya Solingen’de Türklerin katledildiği binanın müzeye dönüşmesi sürecinde anmaya gidenlerin ülkelerindeki Sivas Madımak Oteli Katliamı Utanç Müzesi yapılmasını redderek iki yüzlü davrandıklarını görüyoruz. Bu haksızlıkları  ve yaşadığımız acıları anlatamamanın hüznü yüreğimize çöken bir kaya gibi oturmuştu.  İşte bu Hafıza Merkezi sözlü tarih söyleşisi yüreğimize oturan kayayı oynattı ve un ufak etti.

Madımak Oteli Katliamı Hafıza Müzesi  fikri ve söyleşisi başlayınca hemen arşivimi karıştırdım, günlüğüme baktım.  Aradan 30 yıl geçince insan yaşadığı kötü ve yaralayıcı anılarını unutabiliyor. Acı yaşayan, travma sonrası stres bozukluğu belirtisi görülen insanlarda görülen ve zihnin kendini koruma iyileştirme refleksi olarak görülebilir.

Hacı Bektaşi Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Merkezi binasında hazırlanan yerde Kelime Ata ile söyleşiyi gerçekleştirdik. Arşivimdeki belgelerin kullanılmasına izin verdim. İsterdim ki arşivimdeki belgelerin Sivas Madımak Oteli Utanç Müzesinde tıpkı Almanya, Polonya veya Hollanda gibi ülkelerdeki Hitler faşizminin kıydığı insanlar için oluşturulan müzeler gibi bir müze oluşturulsun, orada yer alsın.

Adliye kolidorlarında ve malum medyalarda neredeyse öldürülen canlarımız suçlanıyordu.  Canlarımızı anlatmak benim için bir görevdi, yıllarca sınırlı olmak üzere bazı yayın organlarına yazılar, belgeler gönderdim. Yol Tv’de anma programına çıktık. Yine de yüreğimdeki acı hafiflemedi.

Kelime Ata ile yaptığım söyleşide ben anlattım, O dinledi. İlk kez biri ile uzun soluklu bir anlatımda bulundum.  Söyleşide anlatamadıklarımı, yazamadıklarımı anlattım, ruhuma iyi geldi kendimi iyi hissettim. Anlattıkça unuttuğumu sandığım anılar gözümün önünde canlanıyordu.

Yıldızeli Banaz Köyü’nde Haziran 1992 Pir Sultan Abdal Anma Etkinliğinden  itibaren haziran 1993 Sivas yolculuğu, birinci gün etkinlikleri, ikinci gün kültür merkezi ve  Alibaba Mahallesi mahallesinde kaldığımız o bitmek bilmeyen belirsizlikle acıyla geçen saatler, Ankara’ya gelişimiz, geçen yıllarda neler yaptığımız Pir sultan Abdal’ 93 Ekibinin oluşumu sonrası katıldığımız anma etkinliklerini anlattım.

Bu anlatı benim için değerliydi. Çünkü arkadaşlarımı başkalarının tanımasını, kişiliklerini, yaşasalardı neler başarabilirlerdi dernekteki görevlerini öğrenmelerini istedim.

Madımak Oteli Utanç Müzesi yapılmadı. Dijitalin yaygınlaşması, sosyal medyanın dünyayı insanlarını birbirine bağladığı bir dönemde sanal müze ile dünyanın her yerinden , isteyen herkesin kolayca ulaşacağı  bir ortam sunulmasına bir nebze katkım olacağından kendimi iyi hissettim. Bu yazıyı yazarken sözcüklerimi seçerek yazmak gerçekten zor.  Anlatırken sözcükler kolayken, duygu ve düşünceleri yazıya dökmek çok zor. Çünkü 30 yıl geçmesine karşın yüreklerdeki acılar hala taze ve yakıcı.  Kimsenin tekrar tekrar göz yaşı dökmesini istemem.

Adalet yerini bulsaydı, Madımak Utanç Müzesi yapılsaydı bir nebze olsa katliamda yakınlarını yitirenler ve bizlerin yüreğine su serpilirdi. Bu acıyı dindireceklerin ne adaleti, ne  yürekleri, ne de vicdanları oldu.

2 Temmuz 1993 Sivas Madımak Oteli katliamı nasıl oldu, ölenler kimlerdi? hala milyonlarca insan bilmiyor. Ülkede her gün öyle acılar yaşanıyor ki herkes kendi acısı içinde  kabuğunu kırmaya çalışan bir kelebek misali çırpınıyor. Cumartesi Anneleri yıllardır kayıp yakınlarının bulunması için İstiklal Caddesi, Galatasaray Lisesi yanında her türlü baskı tutuklamalara karşı sürdürmüyor mu? Hepsi baharda açan birer kelebek gibi yıllardır sabırla kayıplarının bulunmasında ısrar ediyor. Ancak karşımızdaki organize kötülük öyle hilekar ve güçlü ki bazen bizi yılgınlığa düşürüyorlar kelebeğin ömrü gibi herkes acısını yüreğine gömüp, kelebeğin ölümünü bekliyor.

Bu defa kelebekler, internette açılan Madımak Hafıza Merkezi, Sanal Müze ve söyleşilerle kanat çırpıp turnalar katarına karıştı. Dünya insanlığına emanet edildi, insanlığın mirası oldu.  Dünyada yaşanmış, yaşanan her acıyı kişi yüreğinde hissetmiyor, görmezden geliyorsa; yaşadığı toplumun bireyi, ülkesinin yurttaşı ve dünyanın insanı olup-olmadığını biraz sorgulamalı.

Cevat ÜSTÜN-1993 dönemi
PSAKD Gen. Mrkz. Gençlik Kom. Başk.
Tiyatro oyuncusu ve Semah Topluluğu Üyesi.

Paylaş

spot_img

İlginizi çekebilir

Bunlara baktınız mı?
Benzer Başlıklar

Haldun Açıksözlü: 2 Temmuz 1993’den Bugüne Kalanlar; “Çok Kötü Bir Şey Oldu”

Bu yazı Alevilerin Sesi dergisinin 287. sayısında yayınlanmıştır. Kanayan bir...

Ayşe Gürocak: Tarihe not düşüldü

Bu yazı Alevilerin Sesi dergisinin 287. sayısında yayınlanmıştır. Madımak deyince...

Burhanettin Kaya: Artık Hiç Bir Şey Eskisi Gibi Olmayacak!

Bu yazı Alevilerin Sesi dergisinin 287. sayısında yayınlanmıştır. Ne zaman...

Ozan Çavdar: Madımak Katliamı Hafıza Merkezi Sözlü Tarih Çalışmaları

Bu yazı Alevilerin Sesi dergisinin 287. sayısında yayınlanmıştır. AABK’nun Madımak’ın...

Alevilerin Sesi dergisine abone olmak ister misiniz?