Perşembe, Mart 28, 2024

Türkiye’de Alevilerin özgürlük sorunları var!

Date:

Türkiye’de hep din ve vicdan özgürlüğünün var olduğu söylenir. Peki, bu özgürlük kimin için var? Bu söylem Sünni inancına mensup olan halk kesimi açısından doğrudur. Aleviler için ise gerçek olan söylenenin tam tersidir. Aleviler, Cumhuriyet’in kuruluşundan bugüne kadar hiçbir zaman kendi inançlarını özgürce yaşamadılar.

Hasan Subaşı

Cumhuriyeti kuran kadrolar, Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın devam ettiği zorlu yıllarda, Alevilere, ‘Özgür olacaksınız’ sözünü verdiler. Hacı Bektaş Veli Dergâhı’nı ziyaret edip özgürlük sözü verenler, Kurtuluş Savaşı’nın zafere ulaşmasından birkaç yıl sonra verdikleri bu sözü unuttular. Yaptıkları anayasa da Aleviliği yok sayıp inkâr ettiler. İnkâr, dergâhlarımızın ve benzeri inanç kurumlarımızın yasaklanıp kapılarına kilit vurulmasıyla birlikte Aleviliğin yasaklamasını da beraberinde getirdi.

Bu yasakla birlikte pirlerimiz taliplerine gidemez oldular. Çünkü Cumhuriyet anayasasına göre pirlik veya dedelik yapmak suç teşkil eden şeylerdi. İmamlar Sünni kesimin dini önderleri olarak kabul görürken, Alevilerin pirlerine bu hak verilmedi ve pirlik yapmaları yasaklandı. Müslümanlar camilerinde özgürce namazlarını kılıp her türlü ibadetlerini yaparken, Aleviler kendi inançlarını inandıkları gibi yaşayamadılar. Cemevi işlevi gören dergâhlarımızın yasaklanmasıyla birlikte cemlerimizi de yasaklandı. Cemlerimizi gizli yapmak zorunda bırakıldık…

Türkiye’de inanç ve kimlik özgürlüğü sorunu olan toplum kesimlerinin en başında Aleviler gelir. Türkiye’ de Sünni veya Müslüman olduğu için horlana, aşağılana, baskı gören, hakarete uğrayan, çalıştığı iş yerinde kimliğini gizlemek zorunda kalan, dövülen, sövülen ve hatta öldürülen tek bir kişi var mı? Yok!

Peki, Aleviler açısından durum nasıl?

Tam tersi. Devletin besleyip büyüttüğü şeriatçı, ırkçı faşistler; ‘’ Ya Allah, Bismillah, Allahu ekber’’ sesleri eşliğinde bizi Sivas’ta niçin yaktılar? Alevi olduğumuz için değil mi? Ayni nedenden dolayı başka şehirlerde de topluca katledilemedik mi?

Bu katliamlar, Türkiye’de Alevilerin yaşam haklarının bile güvence altında olmadığının tartışılmaz bir göstergesidir. Yaşarken camiye gitmeyen Alevi bir insanın, Hakk’a yürüdüğünde camiye götürülmek zorunda bırakılması mıdır din ve vicdan özgürlüğü?

Alevilerin cenazelerini bile kendi inançlarının ritüelleriyle kaldırma haklarının olmadığı bir ülkede, din ve vicdan özgürlüğünden söz etmek sahtekârlıktan ve ahlaksızlıktan başka bir şey değildir!

Dünyadaki tüm toplumlar cenazelerini kendi inanışlarına göre ve kendi inanç merkezlerinden kaldırma hakkına sahipler. Bu evrensel hukukun verdiği bir haktır. Aleviler bu haktan bile yaralanamıyorlar. Çünkü Cemevlerimiz ibadet yeri olarak kabul edilmiyor. Yasalara göre yasal ibadet yerleri olmayan Cemevlerimizden, cenazelerimizde yasa dışı bir şekilde kaldırmış oluyoruz. Diyanetin Kara Kadıları, bu konuda da bir fetva yayınlarlarsa buna şaşmayalım.

Cemevlerimizi ibadet yeri olarak görmeyenler bize,’’ dirinizde ölünüzde camiye gelecek’’ anlayışını dayatıyorlar.

Türkiye’ de bir başbakan çıkıp,‘‘ Cami Müslümanların ibadet yeri değildir‘‘ diyebilir mi? Diyemez! Ama bizim Cemevlerimiz için bir başbakan, bakan, diyanet kadısı, cami imamı, yargıç, belediye başkanı, mahalle muhtarı bu tür sözleri çok rahatça söyleyebiliyor.

Hem Alevilere karşı böyle bir zorbalık yapıyorlar hem de kalkıp Türkiye de herkes için din ve vicdan özgürlüğünün var olduğundan söz ediyorlar.

Bu yalanları dinlemekten bıktık artık

Asırlardır bu tür dayatmalarla Kızılbaşlığımızı yeşilleştirmek için uğraşıyorlar. Ama bir türlü başaramıyorlar! Asla da başaramayacaklar!

Türkiye Cumhuriyeti devletinin anayasasın da yazılanlara bakılırsa, bize yapılanları suç teşkil eden şeyler. Ama biz bugüne kadar kimsenin böyle bir suçtan yargılandığını ne duyduk ne de gördük. Bu da gösteriyor ki, o anayasada yazanlar Aleviler için geçerli değil.

Bu devlet Sünnilik üzerine kurulmuştur. Yani Sünni yapısı olan bir devledir. Böyle olmasaydı, Aleviler de Sünniler gibi inançlarını özgürce yaşarlardı.

Özgür olmayan biziz!

Paylaş

spot_img

İlginizi çekebilir

Bunlara baktınız mı?
Benzer Başlıklar

Pınar Selek: Şiddetin içindeki erkeklik…

Bu yazı Alevilerin Sesi dergisinin 285. sayısında yayınlanmıştır. Toplu intihardan...

AAGB’nin Serenay Yılmaz Röportajı: “Anadolu’nun Gizli Yolu”

Bu yazı Alevilerin Sesi dergisinin 285. sayısında yayınlanmıştır. Avrupa Alevi...

Dersim Tertelesi’nin 87. yıl anması Köln Dom Kilisesi önünde yapılacak.

Dersim Tertelesi’nin başlangıcı kabul edilen ve “Tunceli Tenkil Harekatı“...

Necdet Saraç: Solun Krizi ve Almanya

Bu yazı Alevilerin Sesi dergisinin 284. sayısında yayınlanmıştır. Geçtiğimiz hafta...