Cumartesi, Nisan 20, 2024

Sizi Yalnız Bırakmayacağız!

Date:

Nasıl ki enkaz altında yanlız bırakıp aczinizle halkı donmaya, canları ölüme terk ettiğiniz, depremin yıkımıyla birlikte sizler de gideceksiniz. Hepiniz o enkazın altında kalacaksınız.

Türkiye, tarihinin en büyük deprem felaketi sonucu enkaz altında acılar içerisinde kalan binlerce canı ilk 48 saat süresince öylece çaresiz izlemek zorunda kaldı.

Kıyamet koptuğunda insanlar uyuyordu. Oralar sarsıldıkça kalbimiz sızlıyordu.

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre Türkiye ve Suriye’de 23 milyon insan doğrudan bu depremden etkilendi. UNESCO, Göbekli Tepe, Nemrut Dağı, Arslantepe gibi Dünya Kültür Mirası’nda yer alan eserlerinde tahrip olduğunu duyurdu.

Deprem Türkiye gibi Suriye’de de okulları, hastaneleri ve de su kuyularını tahrip etti. Yardım örgütleri bu durumun zaten var olan içme suyu krizinin daha da artmasına yol açtığını açıkladı.

“Bu, artık zamana karşı bir yarıştır!” diyen uluslararası toplum hızla insani yardımları bölgeye göndermeye başladı.

Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu’na bağlı tüm bileşenler ilk dakikadan itibaren yardım kampanyaları organize etti. Bölgeye insani yardım göndermenin yanı sıra maddi yardım kampanyaları başlattı.

Şimdi dayanışma zamanı!

Canlarımız enkaz altında can derdindeyken, bizlerin eli kolu bağlı beklemesi asla düşünülemez. Bizler birileri gibi çığlık seslerini sela okutarak bastırmaya çalışamayız. Bizim fıtratımızda böyle bir şey yoktur.

Nasıl ki enkaz altında yanlız bırakıp aczinizle halkı donmaya, canları ölüme terk ettiğiniz, depremin yıkımıyla birlikte sizler de gideceksiniz. Hepiniz o enkazın altında kalacaksınız.

Sivil toplum kuruluşlarını terörist ilan ederek dağıtmasaydınız, belediyelere kayyum atayarak oraları talan merkezlerine dönüştürmeseydiniz, her şeyi tek adama bağlamasaydınız, yerel yönetimler ‘genel kordinasyon merkezleri’ kurarak süreci koordine edebilecekti.

Deprep felaketinin üzerinden üç gün geçmesine rağmen halen bazı bölgelere ulaşamadınız. Yaptığınız tek şey demokratik sivil toplumun, halkın, muhalefetin yaptığı yardım ve destek çalışmalarını engellemek, gazetecileri tutuklamak, soruşturma açmak, kentlere girişleri yasaklamak, belediyenin ya da toplum örgütlerinin yardım tırlarının üstüne valilik amlemi koymak, halka sıcak yemek dağıtılmasını engellemek, twitteri kısıtlamak oldu.

Bitmez tükenmez kâr hırsınız, azgın serbest piyasa düzeniniz, plansızlığınız, hırsızlığınız, ahlaksızlığınız, her felaket sonrasında “kader, fıtrat” diyerek halkı uyutmaya çalışan siyasal İslamcılığınız ile yıkım düzenini normalleştirerek, çıkar ağını büyütmek istemenize bu halk artık izin vermeyecektir.

Devlet felç olmuş durumdayken, depremi bin yüz odalı sarayından izleyenlerle, güya düşene yardım elini uzatmak için halkın parasıyla kurulan Kızılay’a yakınlarını doldurup, oranın da rantını yemeyle meşgul olanlarla insani bir farkımız olduğunu göstermek durumundayız.

Tüm bu ve benzeri nedenlerden dolayı bizler önce yaralarımızı dayanışmayla saracağız, darda olana Hızır olacağız. Sonrasında hesap vermesi gereken herkesten hesap soracağız.

Şimdi önemli olan tek şey hızlı yardım…

Vakit, acılarına terk edilmiş canlara Hızır olma vakti…

Yeni sayımızda buluşmak dileğiyle yayın ekibi adına hepinizi sevgi ve saygı ile selamlıyorum.

ERDAL KILIÇKAYA
Alevilerin Sesi Dergisi
Genel Yayın Yönetmeni

Paylaş

spot_img

İlginizi çekebilir

Bunlara baktınız mı?
Benzer Başlıklar

Selma Orundaş: Eşikteki ile Döşektekinin Kudreti

Bu yazı Alevilerin Sesi dergisinin 285. sayısında yayınlanmıştır. “Yol cümleden...

Madımak Katliamı Hafıza Merkezi Belgesel Filmi

BİLGİLENDİRME Sevgili Canlar, Madımak Katliamı Hafıza Merkezi Belgesel Filmi 2 Temmuz'da...

Özge Göncü: İyi Olmamızın Mücadele İle Ne Alakası Var?

Bu yazı Alevilerin Sesi dergisinin 285. sayısında yayınlanmıştır. Çetin mücadele...

Zeliha Korkmaz: 2024 Perspektifi Kadınlar İçin Mümkün Mü?

Bu yazı Alevilerin Sesi dergisinin 285. sayısında yayınlanmıştır. Geride bıraktığımız...

Alevilerin Sesi dergisine abone olmak ister misiniz?