Cuma, Mart 29, 2024

İstanbul Sözleşmesi için her yer eylem alanı

Date:

1 Temmuz’da sokaklarda, evlerde, işyerlerinde hayatı durduralım. İstanbul Sözleşmesi, bir gece yarısı operasyonu ile 20 Mart’ta Erdoğan’ın kararı ile fesh edilmeye kalkışıldı. Cumhurbaşkanı kararından bu yana itaatsizliğimizle kadın düşmanı iktidarın karşısına dikiliyoruz.

Hasan Çalımlı – Hollanda

Kadınların İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin eylemleri bir yılı aşkın süredir sürüyor. Kadınlar hiçbir koşulda haklarından ve hayatlarından vazgeçmeyeceklerini söylediler, söylemeye devam ediyorlar. İstanbul Sözleşmesi’ni ortadan kaldırarak kadınları, erkek/devlet şiddeti karşısında savunmasız bırakma planı, Saray rejimi tarafından stratejik önemde bir hamle. Gerici bir toplumu inşa edebilmesi için, erkek/devlet karşısında biat etmiş, köleleştirilmiş kadına ihtiyacı var. “Makbul kadın”sız bu toplumu inşa edemez.Bu nedenle, ne olursa olsun, 1 Ağustos 2014’ten bu yana uygulamak için ayak direttiği İstanbul Sözleşmesi’ni 1 Temmuz itibariyle tamamen ortadan kaldırmak istiyor

Bu büyük saldırıyı durdurmaya, haklarını ve hayatlarını korumaya çalışan kadınlar, 1 Temmuz’da bulundukları her yerde hayatı durdurmaya hazırlanıyor.Kadın örgütleri, İstanbul Sözleşmesi’nin ardından yeni saldırıların sırada olduğunun farkında. Örneğin, iktidar, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunu işlevsiz kılmak istediğini gösterdi. Ayrıca iktidarın çok isteyip de bir türlü çıkartamadığı, çocuk tecavüzcülerine af getiren yasa sırada. Geçtiğimiz günlerde Ceza İnfaz Yasası’nda değişiklik öngören kanun teklifinin Meclis Adalet Komisyonu’ndaki görüşmeleri sırasında, AKP’li vekiller, konuyu gündeme getirerek bir nabız yoklaması yaptılar. HDP ve CHP’li vekillerin tepki göstermesi üzerine geri adım atmak zorunda kaldılar. Ancak komisyona katılan HDP Milletvekili Züleyha Gülüm’ün de belirttiği gibi kadın örgütleri bu yasa düzenlemesine karşı teyakkuz halinde olmak zorunda.

İktidarın bu saldırı hazırlıkları düşünüldüğünde de 1 Temmuz’un önemi daha da artıyor. O gün, kadınlar hayatı durdurursa, meydanları, sokakları doldurursa, “Haklarımızdan da hayatlarımızdan da vazgeçmiyoruz” sözünü bir fırtınaya dönüştürürse, Saray faşizminin planlarını bozabilir.

Kadınlar olarak zaten pandemi süreciyle birlikte daha da artan hak gaspları, yoksulluk, artan şiddet derken bir yandan da hayatımızın gasbına seyirci kalmamız bekleniyor. Tüm bu süreçte kadınlar olarak Sözleşme’ye sahip çıkmamız aynı zamanda hayatımıza da sahip çıkmak anlamına gelmekte. Bu açıdan kadınlara çağrımız yalanla, talanla, şiddetle, yoksullukla işsizlikle, geleceksizlikle değil, umutla, neşeyle yaşamak için birlikte mücadele etmenin bütün olanaklarını yaratmaktır. Kadınların hayatını değiştirecek olan tek adamların imzaları, kararları olamaz. Kadınların asıl gücü birlikte mücadele etmekten geçer.

Bu açıdan hem 19 Haziran mitingi hem de 1 Temmuz eylemliklerine güç verelim

1 Temmuz’da sokaklarda, evlerde, işyerlerinde hayatı durduralım. İstanbul Sözleşmesi, bir gece yarısı operasyonu ile 20 Mart’ta Erdoğan’ın kararı ile fesh edilmeye kalkışıldı. Cumhurbaşkanı kararından bu yana itaatsizliğimizle kadın düşmanı iktidarın karşısına dikiliyoruz. Katilleri koruyup, kadınları engellemeye çalışan iktidarın karşımıza diktiği barikatlara, tehditlerine, para cezalarına rağmen sokak sokak meydan okuyoruz: Bu karar; kadın düşmanı iktidarınız gibi hükümsüzdür! TANIMIYORUZ! İstanbul Sözleşmesi Bizim; VAZGEÇMİYORUZ! 1 Temmuz’da gerici AKP-MHP iktidarının Türkiye’nin ilk imzacısı olması ile övündüğü İstanbul Sözleşmesi’nden çıkan ilk ülke yine Türkiye olacakmış. Yanılıyorlar. Biz bitti demeden bitmez! 1 Temmuz’a kadar, 1 Temmuz günü ve sonrasında: Köşemizde oturup, bize reva görülen şiddet dolu hayata razı olacağımızı sananlar yanılıyorlar. Haftalardır sokaklarda büyüyen isyanımızla meydan okumaya, kadın düşmanlarına haykırmaya devam edeceğiz. Bu ülkede yaşayan milyonlarca kadının ve LGBTİ+’nın yaşam güvencesi olan sözleşmeden kimseye sormadan çıkabileceğinizi mi sandınız? İstanbul sözleşmesi kadınların mücadelesi ile kadınlar tarafından yazıldı. Hiç kimsenin lütfu değil! Ya bu karar geri çekilecek ya da dünya isyanımızla sarsılacak.

1 Temmuz’da Meydanlardayız! İstanbul Sözleşmesi İçin Direniyoruz; VAZGEÇMİYORUZ! Erdoğan iktidarının İstanbul Sözleşmesi ile derdinin ne olduğunu biliyoruz. İstanbul Sözleşmesi şiddetin önlenmesi için taraf devletlere toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlayacak politikalar üretme yükümlülüğü veriyor. Neoliberal faşist iktidarların karşı olduğu işte bu cinsiyet eşitliğidir. Toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanırsa bakım emeğini nasıl üstümüze yıkacaklar? Din baskısıyla, erkek şiddetiyle, ayrımcı politikalarla bedenimizi, emeğimizi, hayatımızı nasıl kontrol edecekler? Kadınlar eşit ve özgür olsa dünya yerinden oynar biliyoruz! Ellerimizle var ettiğimiz hayatı direnerek durduruyoruz.

1 Temmuz’da Hayatı Durduruyoruz; İstanbul Sözleşmesi’nden VAZGEÇMİYORUZ! Aynı Macaristan ve Polonya’da olduğu gibi Türkiye’de de iktidar kendi çıkarları ve siyasal ittifakları uğruna “eşcinselliği yaygınlaştırıyor, aile düzenini bozuyor, toplumun değerlerine uymuyor” gibi gerekçelerle kadınları ve LGBTİ+’ları şiddetten koruyan yasal kazanımları hedef gösteriyor. Pandemi koşullarında artan erkek şiddetini “aile, din, toplum değerleri” ile meşrulaştırarak kadınları, çocukları ve LGBTİ+’ları savunmasız bırakmaya çalışanların karşısına feminist özsavunmamızla dikiliyoruz. Cinsel kimliklerimize, yönelimlerimize hayatlarımıza, arzularımıza sahip çıkıyoruz. Gökkuşağının tüm renklerini savunuyoruz.

1 Temmuz’da Aynı Gökkuşağı Altında Dayanışmayı Büyütüyoruz; İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz.İstanbul Sözleşmesi’ni hedef alan AKP iktidarı ve çevresindeki gerici ittifakın saldırılarının İstanbul Sözleşmesi ile sınırlı olmadığını biliyoruz. 6284 Sayılı Kanun’u, ayrımcılık karşıtı sözleşmeleri, çocuk istismarını önleyici yasaları da hedef aldığını görüyoruz. Aynı ittifak boşanmayı önleyerek kadınları şiddet gördüğü aileye kapatmak, çocuk yaşta evliliğin önünü açmak, kürtaj hakkımızı gasp etmek istiyor.

1 Temmuz’da sokaktayız! Tırnaklarımızla kazıyarak, direnerek kazandığımız haklarımızı erkek iktidara teslim etmiyoruz. İstanbul Sözleşmesi’nden VAZGEÇMİYORUZ! İktidarın kadın düşmanı erkek yüzü, kontrgerilla-mafya ilişkilerinin teşhir olması ile yeniden gözler önüne seriliyor. Ama biz kadınlar çok önce zaten failleri meydan meydan parmağımızla göstermiştik: Bedenimizi, emeğimizi, yaşamımızı tahakküm altına alarak inşa edilen neo-liberal faşist iktidarlar, tescilli kadın düşmanlarıdır, kadın katilleridir. Şiddetin kaynağını teşhir ediyor, karşılarına dikiliyoruz. İstanbul Sözleşmesi’ne saldıran 12.Cumhurbaşkanı’na, kadın düşmanlığını kendine iş edinen İçişleri Bakanı Soylu’ya, oluk oluk kan, ırkçılık ve toksik erkeklik akıtan Sedat Peker’e ve tüm erkek egemen faşist iktidarlara karşı; İstanbul Sözleşmesi’nden VAZGEÇMİYORUZ.

  • HAK VERİLMEZ ALINIR!,
  • HAKLIYIZ GENE KAZANACAĞIZ!

Paylaş

spot_img

İlginizi çekebilir

Bunlara baktınız mı?
Benzer Başlıklar

Pınar Selek: Şiddetin içindeki erkeklik…

Bu yazı Alevilerin Sesi dergisinin 285. sayısında yayınlanmıştır. Toplu intihardan...

AAGB’nin Serenay Yılmaz Röportajı: “Anadolu’nun Gizli Yolu”

Bu yazı Alevilerin Sesi dergisinin 285. sayısında yayınlanmıştır. Avrupa Alevi...

Dersim Tertelesi’nin 87. yıl anması Köln Dom Kilisesi önünde yapılacak.

Dersim Tertelesi’nin başlangıcı kabul edilen ve “Tunceli Tenkil Harekatı“...

Necdet Saraç: Solun Krizi ve Almanya

Bu yazı Alevilerin Sesi dergisinin 284. sayısında yayınlanmıştır. Geçtiğimiz hafta...