2 Temmuz, bundan 31 yıl önce insanlık tarihine kara bir gün olarak kaydedildi.
Devletin resmi makamlarınca düzenlenen şenliklere, resmen davet edilen konuklara sahip çıkılmayarak, vatandaşlarını koruyup ve kollamak gibi asli görevini, devlet yerine getirmedi.
Bizler, sekiz saat boyunca canlı yayında, aydınların yakılışına seyirci kalan bu zihniyeti Dersim’den, Çorum’dan, Maraş’tan, Gazi’den tanıyoruz. Yakan ile yakılanın isimlerini aynı panoya koyarak acılarımızla dalga geçen, katille mağdurları bir sayan, seçim meydanlarında Alevi kimliğine saldırmakta hiç bir sakınca görmeyen bu zihniyeti çok iyi biliyoruz.
Onlar da bilmeliler ki; 31 yıldır ben insanım diyenlerin yüreği parçalanırken, Madımak adını unutturmaya yönelik çabaları sonuç vermeyecektir.
Yakan ile yakılanın isimlerini aynı panoya koyarak, katille mağdurları bir sayan AKP Hükümeti, hedef saptırma gayretleri, kafa karıştırıcı haberler yapmaları, Madımak Otelinin bir Utanç Müzesi’ne dönüşmesi önünde, asla engel teşkil etmeyecektir.
Devlet Alevilerden özür dilemeli ve kendisiyle yüzleşmelidir. Bu tür katliamların bir daha yaşanmaması için Siyasi cinayetlerde ‘zamanaşımı’ olmamalıdır. İnsanlık suçu kapsamında ele alınmalıdır.
Bu ülkenin aydınlık yüzlerinin yakılmaları karşısında, kararlılığımız ve mücadelemiz artarak devam edecektir.
Erdal KILICKAYA