Bu yazı Alevilerin Sesi dergisinin 289. sayısında yayınlanmıştır.
Alevilerin Sesi dergisinin bu özel Maraş sayısında Türkiye tarihinin en acı halkalarından biri olan Maraş katliamını tüm yönleriyle ele alıyoruz. Her biri kendi alanında uzman isimlerden oluşan yazarlarımız, Maraş’a dair çok yönlü bir perspektif sunarak, yaşananların anlamını ve etkilerini tartıştı bu özel sayıda. Bu çok kapsamlı ve değerli dosyayı titizlikle hazırlayan Seyit Sönmez ve Orhan Gazi Ertekin’e teşekkürü bir borç bilirim. Aynı zamanda, bu anlamlı dosyaya katkı sunan hukukçular, sanatçılar, tanıklar ve akademisyenlere de şükranlarımı sunuyorum. Eserini kapağımızda kullanmamız için izin veren değerli sanatçı Sevim Ünal‘a da teşekkür ediyorum.
Maraş, tarihin derinliklerinde yalnızca bir katliam mı, bir pogrom mı, bir travma mı, yoksa bir soykırım mı? Bu soruların yanıtını aramak, hem tarihsel hem de toplumsal bir sorumluluk. Ancak bu tartışmanın ötesinde, yüzleşmenin ve hatırlamanın, bireysel ve toplumsal iyileşme için ne denli önemli olduğunu vurgulamak istiyoruz. Bu sayı, yalnızca geçmişin yükünü anlamak için değil, geleceği daha adil ve barışçıl bir temele oturtmak için de bir davet niteliği taşıyor.
Medeni devletlerde, tarihsel acılarla yüzleşmek devletin asli görevlerinden biridir. Anma mekanları yapmak, belgeseller hazırlamak, anıtlar inşa etmek, müzeler açmak; geçmişle hesaplaşmanın ve kolektif hafızanın inşasında önemli adımlardır. Ancak Türkiye’de, bu tür çabalar sıklıkla sivil toplumun omuzlarına yükleniyor. Devletin bu acılarla yüzleşmeyi ötekileştirdiği noktada, bizlere düşen görev, unutmamak ve unutturmamaktır.
Bu özel sayı, Maraş’ın tarihsel anlamını ve etkilerini daha iyi kavrayabilmek, hatırlama ve yüzleşme çabalarına bir katkı sunmak için hazırlandı.
Unutmamak, yalnızca geçmişi değil, geleceği de kurtarmaktır.
Aşk ile.