Çarşamba, Kasım 19, 2025

Celal Fırat: Zini Gediğinde Katliamı Hakkında Meclis Araştırma Önergesi

Date:

Bu röportaj Alevilerin Sesi dergisinin 296. sayısında yayınlanmıştır.

8 Ağustos 1938’de herhangi bir suç isnadına, sorgulama ve yargılamaya muhatap olmadıkları hâlde köylerinden, tarlalarından, evlerinden alınan 100 dolayında suçsuz insanın saatlerce yürütülerek Erzincan, Ovacık-Dersim sınırında 2.700 rakımlı Zini Gediği’nde topluca katledilmesi hakkında TBMM’ye verdiğimiz Meclis Araştırma Önergemiz :

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

8 Ağustos 1938’de herhangi bir suç isnadına, sorgulama ve yargılamaya muhatap olmadıkları hâlde köylerinden, tarlalarından, evlerinden alınan 100 dolayında suçsuz insan saatlerce yürütülerek Erzincan, Ovacık-Dersim sınırında 2.700 rakımlı Zini Gediği’nde topluca kurşuna dizilirler. Erzincan’ın Kılıçkaya, Galolar, Mağaçur, Brastik, Balıbey, Kismikör köylerinden olan bu masumların ortak özellikleri Alevi olmalarıdır. Bu katliamın olduğu dönemlerde Zini Gediği’nin de dâhil olduğu bu alan yasak bölge ilan edilmiş, böylece katledilen masumların cesetleri kurda kuşa yılanlara yem olmuştur. Kendilerine bir mezar yeri, bir kefen dahi fazla görülmüştür.

Her yıl olduğu gibi bu yılda 6-7-8 Ağustos tarihlerinde Erzincan’ın Kılıçkaya köyünde kayıp yakınları, demokratik kitle örgütleri ve siyasi parti temsilcileri ile birlikte bu katliamın aydınlatılması için Zini Gediğine yürünerek anmalar yapılacaktır. Aradan geçen 86 yıla rağmen katliamın sorumluları ile ilgili herhangi bir yargılama yapılmamış ve dava süreci AHİM’e intikal ettirilmiştir.

Diğer taraftan, bu güne kadar defaatle Meclise sunulan Soru ve Araştırma Önergelerimize cevap dahi verilmemektedir. Söz konusu fiziki ve kültürel imhanın bütün yönleriyle açığa çıkarılması, katliamla yüzleşilmesi ve ailelerin tüm meşru taleplerinin istisnasız yerine getirilmesi amacıyla Anayasa’nın 98. TBMM İç tüzüğünün 104 ve 105. maddeleri gereğince Meclis Araştırması Komisyonun kurulmasını arz ederim.

Celal FIRAT
İstanbul Milletvekili​

GEREKÇE

8 Ağustos 1938 sabahı. Sabahın erken saatlerinde askerler, o zaman Dersim sınırları içerisinde olan (bugün Erzincan sınırları içerisinde) Surbahan ve çevre köylere gelirler. Albay Reşat Hallı’nın Genelkurmay Başkanlığı belgelerine dayanarak yazdığı Türkiye Cumhuriyeti’nde Ayaklanmalar adlı kitabında belirtildiğine göre o gün 9. Kolordu Karargâhı ve bağlı birlikler Sürbahan’da; 3. Tümen ve bağlı birlikler de Zeyni (Zini) Gediğindedirler. (s.450) Görevli askerler 97 Alevi erkeği, devrilen bir kamyonu kurtarma bahanesi ile toplarlar. Köylüler üç gün bir ahırda tutulurlar. Aralarında şehir esnafından kişiler olduğu gibi ortaokul öğrencileri, muhtarlar, çeşitli mesleklerden insanlar da vardır. 3 gün sonra yaşları 17 ile 80 arasında değişen 97 köylü iplerle birbirlerine bağlanırlar. Köylülerin yakınları, çoluk çocuk, kadın herkes bağrış çağrış feryat içindedirler.

“Siz Kızılbaşsınız” denerek yürütülürler, ta ki Ovacık sınırında olan 3000 metredeki Zini Gediği’ne kadar. Burada kurşuna dizilirler. 3 kişi kaçabilir. İkisi yakalanır, başları taşla ezilir. 1 kişi ise kaçabilir ama bağırsakları dışarıdadır, bir müddet sonra ölür. Katledilen köylülerin cesetleri öylece bırakılır ortada. Yasak bölge olduğu için yıllarca kimse gidemez Zini Gediği’ne. 1950’li yılların başında ancak insanlar gidebilirler. Ve orada üst üste yığılmış kemikleri görürler.

Ne öldürülenler ne de yakınları hiçbir zaman bu kişilerin neden toplanıp öldürüldüğünü öğrenemezler. Katledilen köylülerin aileleri Balıkesir ve Edirne başta olmak üzere hiç bilmedikleri, tanımadıkları batı illerine 10 yıl geri dönmemek şartı ile sürgüne gönderilirler.

Katledilenlerin çocukları 8 Temmuz 2014 tarihinde demir ve çimento kullanılmadan ve tamamen oradaki doğal taşlardan bir anma mekânı yaparlar. Her yıl Erzincan’ın Kılıçkaya köyünde kayıp yakınları, demokratik kitle örgütleri ve siyasi parti temsilcileri ile birlikte bu katliamın aydınlatılması için çağrı yapılır ve Zini Gediğine yürünerek anmalar yapılır. Ancak taşlarla yapılan bu anma mekânı bile 2020 Ağustos ayında kimliği belirsiz kişilerce saldırıya uğramış ve anıtın içinde bulunan kemikler etrafa saçılmıştır.

Tüm bu nedenlerle, 1938 yılında Erzincan Zini Gediğinde yaşanan katliamının tüm boyutlarıyla araştırılması, o döneme ait tüm arşivlerin açılması, bu suçu işleyenlerin ve emri verenlerin gıyabında da olsa yargılanıp cezalandırılmaları, söz konusu fiziki ve kültürel imhanın bütün yönleriyle açığa çıkarılması, katliamla yüzleşilmesi ve ailelerin tüm meşru taleplerinin istisnasız yerine getirilmesi amacıyla bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını çok önemli ve gerekli görmekteyim.

Celal Fırat

 

Paylaş

spot_img

İlginizi çekebilir

Bunlara baktınız mı?
Benzer Başlıklar

Sevim Ünal: Hiç Kimse Gibi Değil

Bu yazı Alevilerin Sesi dergisinin 296. sayısında yayınlanmıştır. Gün daha...

Şenay Can: Hakikat Yolunda Bir Adım Daha

Bu yazı Alevilerin Sesi dergisinin 296. sayısında yayınlanmıştır. YOL’a Çıktık...

Hakan Mertcan & Hasan Sivri: BM 11 Ağustos 2025 Raporu: Alevilere Yönelik İşlenen Savaş Suçları, İnsanlığa Karşı Suçlar

Bu yazı Alevilerin Sesi dergisinin 296. sayısında yayınlanmıştır. Geçtiğimiz günlerde,...

Doç. Dr. Cemal Salman: Biz Bize’den Evrensele Alevilik Çalışmaları

Bu yazı Alevilerin Sesi dergisinin 296. sayısında yayınlanmıştır. İkinci Yılaşırı...

Alevilerin Sesi dergisine abone olmak ister misiniz?