Bu röportaj Alevilerin Sesi dergisinin 296. sayısında yayınlanmıştır.
1938 yılı Erzincan Zini Gediği Alevi Pogromu; Neticesi sebebiyle bir “soykırım” olarak kabul ettiğim, Dersim Soykırımının hüzün dolu, adalet bekleyen bir parçasıdır.
Pogromun 87. yılında katledilen canlarımızı ve maktul ataları için hukuk mücadelesi başlatan ve Hakka yürümüş canlarımızı rahmet ve hürmetle anıyorum. Hayatta bulunan hak ve hukuk merkezli, sevgi ve adalet merkezli hak arayışında olan maktul yakınlarını selamlıyorum.
Zini Gediği Soruşturması sürecinde hakikatin aydınlatılması ve adaletin tecellisi adına maktul yakınlarına destek vermiş hukukçulardan biri olarak ;
1) Dersim-Hozat-Karabakır- Sekasure Toplu Mezar Soruşturma Sürecinin, Zini Gediği soruşturmasına emsal teşkil ettiğini ifade etmek isterim.
2) Türkiye’de Alevi Varlığına yönelik bu pogrom, “Türk Milleti” adına iç hukukta verilen mahkeme kararlarıyla inkâr edilmek istenmiştir. Ancak bu mahkeme kararları ilelebet hukuksuz hükmünü devam ettirecek değildir.
3) Türkiye’de “Kürt Meselesinin” TBMM çatısı altında oluşan komisyonlarda konuşulduğu şu süreçte, Zini Gediği Alevi Sivil Pogromunun mağdurları ailelerin ve Alevi Toplumunun “insan hakları merkezli” hukuki taleplerinin İç İşleri ve Adalet Bakanlığı, Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığınca yerine getirilmesi gerekmektedir.
Yargının, hukuki mücadele sonucu 2014-15 yıllarında Dersim’de Sekasure Toplu Mezar Soruşturmasında sergilediği hukuki müspet süreç, Zini Gediği Alevi Sivil Pogromunda katledilen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı insanların naaşları için de işletilmelidir.
4) TBMM çatısı altında 2011 yılında Zini Gediği Alevi Pogromunun mağdur ve maktul aile yakınlarıyla yaptığımız basın açıklamasında TBMM iradesinin, müspet yönde hukuki sürece desteği noktasında talepte bulunmuştuk. Bugün TBMM iradesinin, geçmişteki bu hukuksuzlukları araştırması için “Hakikatleri Araştırma, Geçmişle Yüzleşme Komisyonu” kurulması çağrısı düşüncemi paylaşmak istiyorum.
Zini Gediği Soruşturmasına hukuki destek sunmuş
Av. Cihan Söylemez

