Çarşamba, Kasım 19, 2025

Ali Rıza Akyol: Alevilik: Kadim Bir İnanç, Güncel Bir Sorumluluk

Date:

Bu röportaj Alevilerin Sesi dergisinin 296. sayısında yayınlanmıştır.

Alevilik, hem tarihsel kökenleriyle hem de çağdaş potansiyeliyle güçlü ve kadim bir inanç sistemidir. Sadece kendi içinden doğan öğretilerle değil; Alevilik öncesi dönemlerden itibaren temas ettiği bütün düşünsel, felsefi ve kültürel öğretileri de bünyesinde bütünleştirmiştir. Bu yönüyle Alevilik, bir inanç olmaktan çok daha fazlasıdır: Bir yaşam felsefesi, bir ahlak anlayışı, bir insanlık öğretisi ve aynı zamanda derin bir edebi mirastır.

Alevilik, tarih boyunca çeşitli baskı ve katliamlarla karşı karşıya kalmasına rağmen özünü koruyarak, hem kendi toplumsal zemininde hem de etkileşim içinde olduğu tüm topluluklarda iz bırakmıştır. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e her dönemde çeşitli asimilasyon ve yok sayma politikalarıyla karşılaşmasına rağmen sadece direnmemiş, aynı zamanda bulunduğu sistemi de etkilemiştir. Bu, Aleviliğin pasif bir inanç değil; dönüştürücü ve taşıyıcı bir yaşam biçimi olduğunun en açık göstergesidir.

Ancak günümüzde Alevilik adına kurulmuş birçok kurum, ne yazık ki bu kadimliğe yaraşır bir vizyon geliştirmekte zorlanmaktadır. Kurumsal yapılar, yönetsel kadrolar ve toplumsal temsil mekanizmaları, Aleviliğin tarihsel derinliğini, inançsal gücünü ve felsefi zenginliğini içselleştiremeden işlev yürütmektedir. Bu durum sürdüğü takdirde, kurumlar ve temsilcileri Aleviliğin taşıdığı yüksek değerlerle bütünleşemeyecek ve zamanla silikleşerek etkisiz hâle geleceklerdir.

Oysa Alevilik, kendi yolunda yürümeyi bilenler için daima geliştirici, dönüştürücü ve güçlendirici bir kaynak olmuştur. Kendisini inançla, bilgiyle, ahlakla besleyen; Alevi öğretisini yaşamının merkezine yerleştiren her can, her yönetici, her birey zamanla sadece kendini değil, etrafındaki toplumu da dönüştürebilir. Bu dönüşüm yalnızca maddi ve manevi değil, aynı zamanda bilimsel, sosyolojik ve kültürel bir zenginlik üretir. Bugün, ilim ve bilimin farklı disiplinlerinde söz sahibi olan aydınlarımızın ve ulu ozanlarımızın birçoğu, bu tarihsel belleğin içinden süzülerek gelmiş ve beslendiği Alevi öğretilerini kendi düşünce sistemine katmıştır.

Bununla birlikte hâlâ bazı zihinsel takıntıların, tarihsel çarpıklıkların, kimliksel kapanmaların önümüze engel olarak çıkabildiğini de göz ardı edemeyiz. Kimi zaman kendimizi aşırı koruma içgüdüsüyle dar kalıplara hapsederken, kimi zaman da geçmişin acılarını bir tür kimlik duvarına dönüştürerek gelişime kapalı hâle gelebiliyoruz. Oysa Alevilik, özü itibarıyla ne bir ırk, ne bir millet, ne de sadece bir mezhep tanımıyla sınırlı değildir. Alevilik, insanı “Kâbe” olarak gören bir öğretidir. Bu anlayış; her inancı, her kimliği, her cinsi ve her varlığı eşit düzlemde kabul eden bir yaklaşımı içerir.

Alevi öğretisinin en büyük gücü de budur: Ötekileştirmeyen, yargılamayan; ama kendini bozmadan karşısındakini anlamaya çalışan, dönüştürmeye çalışmadan katkı sunan bir ahlaki temele sahip olmak. Bu ahlak, sadece geçmişin değil; bugünün ve yarının da anahtarıdır. Bu yüzden bizler sadece bir “Alevi toplumu” değiliz; biz, aynı zamanda insanı merkezine koyan bir öğretiyi taşıyan, bu öğretiyi temsil etme sorumluluğunu üstlenen bir inanç halkıyız.

Bugün artık düşünsel ve inançsal bir eşik noktasındayız. Kurumlarımızın, yöneticilerimizin ve her bireyimizin kendi rolünü doğru oynaması; Aleviliği sadece savunmakla değil, aynı zamanda yaşamakla ve yaşatmakla mümkün olacaktır. Bu roller, bize inancımızın, öğretimizin, felsefemizin yüklediği değerlerdir. Bu değerlerle ne kadar derinlemesine buluşursak, o kadar net ve sağlam bir yol yürürüz.

Ve unutmayalım: İlim ve bilimle gidilmeyen yolun sonu karanlıktır.
Ama aşk ile, akıl ile, vicdan ve erdem ile yürünmüş her yol, bizi o kâmil insan olma hedefine götürür.

Paylaş

spot_img

İlginizi çekebilir

Bunlara baktınız mı?
Benzer Başlıklar

Sevim Ünal: Hiç Kimse Gibi Değil

Bu yazı Alevilerin Sesi dergisinin 296. sayısında yayınlanmıştır. Gün daha...

Şenay Can: Hakikat Yolunda Bir Adım Daha

Bu yazı Alevilerin Sesi dergisinin 296. sayısında yayınlanmıştır. YOL’a Çıktık...

Hakan Mertcan & Hasan Sivri: BM 11 Ağustos 2025 Raporu: Alevilere Yönelik İşlenen Savaş Suçları, İnsanlığa Karşı Suçlar

Bu yazı Alevilerin Sesi dergisinin 296. sayısında yayınlanmıştır. Geçtiğimiz günlerde,...

Doç. Dr. Cemal Salman: Biz Bize’den Evrensele Alevilik Çalışmaları

Bu yazı Alevilerin Sesi dergisinin 296. sayısında yayınlanmıştır. İkinci Yılaşırı...

Alevilerin Sesi dergisine abone olmak ister misiniz?