Kendisini uzun yıllar Alevi kimliğiyle tanıtan, Alevi halkının inanç ve kültürel değerleriyle tanınan Sebahat Akkiraz’ın, tarihin en karanlık sayfalarından biri olan 1915 Ermeni Soykırımı’nın baş mimarlarından Talât Paşa’yı “kahraman” olarak nitelemesi, yalnızca Alevi toplumu nezdinde değil, insanlık vicdanında da ağır bir kırılma yaratmıştır.
Biz, Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu Kültür Sanat Kurulu olarak, bu açıklamayı kesin bir dille reddediyor, bu tür söylemleri Aleviliğin öğretilerine, ahlaki temellerine ve tarihsel duruşuna bütünüyle aykırı bulduğumuzu kamuoyuyla paylaşıyoruz.
Alevilik: Zalim Kim Olursa Olsun Karşısında Olmaktır
Alevilik, tarih boyunca zulmün karşısında, ezilenin yanında olmayı kendine ilke edinmiş bir inançtır. “Zulme rıza, zulümdür” sözü yalnızca bir öğreti değil, bir yaşam rehberidir. Talât Paşa, İttihat ve Terakki yönetimi içinde 1915 Ermeni, Süryani, Keldani ve Pontus Rum halklarına yönelik tehcir ve imha politikalarının sorumlularından biridir.
Yüz binlerce insanın hayatına mal olan bu karanlık sürecin baş aktörlerinden birini “kahraman” olarak tanımlamak, tarihi çarpıtmak değil; aynı zamanda o acıların inkârına ortak olmaktır. Aleviliğin, mazlumun dini, dili, kimliği ne olursa olsun yanında duran evrensel duruşuyla bu açıklamanın hiçbir ilgisi yoktur.
Sanatçının Sesi Yalnızca Güzel Olmakla Yetmez, Adil de Olmalıdır
Sanat; vicdanın, hakikatin ve adaletin dilidir. Hele ki kendisini “Alevi sanatçısı” olarak tanımlayan bir kişinin, her şeyden önce tarihle yüzleşen, hakikati savunan ve halkların acısına saygı duyan bir çizgide durması gerekir. Ne yazık ki Sebahat Akkiraz’ın bu açıklaması, bu çizginin çok ötesine düşmüş, Alevi kimliğiyle büyümüş kuşaklarda derin bir kırgınlık yaratmıştır.
Sanatçının sesi yalnızca notalara değil, toplumun vicdanına da dokunmak zorundadır. Bu açıklamayla birlikte, Sebahat Akkiraz artık Alevi toplumunun vicdanında bu bağları zedelemiştir.
Milliyetçiliğin Gölgesinde Büyüyen Sessizlik
Son dönemde Sayın Sebahat Akkiraz’ın milliyetçi ve inkârcı çevreler tarafından övülüyor, yüceltiliyor ve sahipleniliyor olması dikkat çekicidir. Kendisi doğrudan bu çevrelerle açık bir bağ kurmamış olsa da, sözlerinin kimlerde karşılık bulduğu ve kimlerce alkışlandığı, durduğu yeri ortaya koymaktadır.
Talât Paşa gibi tarihsel bir sorumluluğu olan figürü övmek, bu sahiplenilmeyi tesadüf olmaktan çıkarır. Bu yönelim, Alevi değerlerinden bilinçli bir uzaklaşma ve yeni saflara yönelme işaretidir.
Alevilik; tekçiliğin, ırkçılığın, inkâr siyasetinin karşısında durur. Alevi kimliğiyle tanınan bir sanatçının, bu çevrelerin onayına mazhar olması; Alevi halkı adına asla kabul edilemez bir durumdur.
Sebahat Akkiraz’a Açık Çağrımızdır
Biz, Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu Kültür Sanat Kurulu olarak, Sebahat Akkiraz’a açık ve net biçimde çağrıda bulunuyoruz:
- Talât Paşa’yı öven sözlerinizi derhâl geri alınız.
- Bu açıklamanızın neden olduğu kırılmadan ötürü, başta Ermeni halkı olmak üzere tüm duyarlı kamuoyundan özür dileyiniz.
- Alevilikten beslenen bir sanatçı olarak, halkların acısını paylaşan onurlu bir duruş sergileyiniz. Bu yapılmadığı sürece, sanatınızın da, kimliğinizin de Alevi toplumu nezdinde bir karşılığı kalmayacaktır.
Sonuç Olarak:
Alevilik; geçmişle yüzleşmekten korkmayan, mazlumun yanında olan, zalimin karşısında duran bir hakikat yoludur.
Alevi sanatçılığı; popülizmin, siyasal hesapların değil, halkların sesi olmayı gerektirir.
Bizler, Talât Paşa’ya övgüler düzenlerin değil; Dersim’de, Maraş’ta, Çorum’da, Sivas’ta yitirilenlerin sesini taşıyan sanatçıların yanındayız.
Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu
Kültür Sanat Kurulu
26.06.2025